Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin’le yaptığı telefon görüşmesinde Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin ötesinde üçlü bir ticaret modeli önermiş. Abdulkadir Selvi’nin yazdığına göre, Erdoğan’ın sözleri şöyle:
“Biz üç ülke Rusya, Çin ve Türkiye aramızda kendi milli paralarımızla; Ruble ile Yuan’la ve Türk Lirası ile, altınla ticaret yapabiliriz…”
Ukrayna krizi ve Batı’nın yaptırımları karşısında Türkiye ile Rusya arasında nasıl bir ticaret yapılabileceğini görüşmek normal. Dolarla ticaretin yanında milli paralarla ticareti geliştirmeye çalışmak da elbette doğru fakat…
Dünya’da demokrasilerle Rus-Çin ekseni tarafındaki otokrasiler arasında yeni bir kutuplaşma gelişirken, böyle bir öneri dikkat çekicidir.
İKTİSADEN MÜMKÜN MÜ?
Erdoğan altı yıl önce de “Rusya, Çin ve İran ile buralarla da alışverişlerimizi yerli parayla yapmak üzere adımlar attık” diye açıklamıştı. (4 Aralık 2016)
Erdoğan’ın o adımı atması, döviz sıkıntısından kaynaklanıyordu. Aynı konuşmasında ve birçok konuşmasında vatandaşlara “ellerinizdeki dövizleri Türk lirasına döndürün… vatanseversek dolardan çıkın” diye çağrılar yapmıştı…
Halbuki asıl sorun, özellikle 2011’den sonra ekonominin döviz üretme kapasitesinin azalmış olmasıdır. Kaynaklar uzun vadeli gerçek büyüme sağlayan sanayi ve tarım sektöründen ziyade kısa vadede büyüme (ve oy) getiren tüketim ve ranta gitmiş, bu yüzden dış ticaret açığı büyümüştür. Bu gerçek, iktidarın 11. Kalkınma Planı’nda da açıkça yazılıdır. (Paragraf 330 ve 331)
Rahmi Koç’un “yatırımlar taşa toprağa gitti, rekabet gücü kazanmadık” dediği politikalar. (18 Şubat 2016)