IŞİD ya da DEAŞ denilen terör örgütünün uyduruk ‘halife’si Ebu Bekir El Bağdadi, su testisi misali, intihar bombasıyla kirli ve kanlı hayatını İdlib’de noktaladı. Amerikalıların operasyonundan kaçarken üzerindeki bombayı patlatarak intihar etti, yanındaki masum üç çocuğunu da böylece öldürdü. Amerikalılar beslediler büyüttüler, sonra da öldürdüler gibi popüler komplo teorileri tabii çok revaçta. . . Hiç araştırmadan, Talibanlara, El-Kaidelere, IŞİD’lere, Boko Haramlara, Selefi radikalizmine yol açan sorunları ve nasıl çözülebileceği hiç düşünmeden, bilgiye ihtiyaç duymadan böyle dehşetengiz komplo teorilerinin dayanılmaz bir psikolojik cazibesi var. Bu tür psikolojiler Müslümanların kendi sorunlarını irdeleyip çözümler geliştirmelerini engelliyor; İslam toplumların hali ortada zaten. ‘CİHADİZM’ CİNNETİ Evet, Amerikalılar Sovyetlere karşı Afgan direnişinde mücahit örgütlerini desteklediler; bombayla dinin bir araya geldiği çarpık bir ‘cihadizm’ tutkusu o zaman oluştu. Sovyetler çekildikten sonra mücahitler aynı tutkuyla birbirleri bombaladılar, öldürdüler… Kabileciydiler, katılımlı bir devlet kurma kültürleri yoktu. Soğuk savaş sonrası düzenler sarsılırken ve ABD işgalinde Irak anarşiye sürüklenince bu hastalıklı ‘cihadizm’ cinneti yayıldı.