O “özgürlükçü” çağrı ile bu “yasakçı” uygulama, nasıl bir yeni anayasa tasavvur ettiğine dair çok anlamlı bir örnek-olaydır.
Eğer iktidar mevcut anayasadaki özgürlükleri yetersiz buluyor da “özgürlükçü, sivil, kuşatıcı” bir anayasa istiyorsa, neden bu keyfi yasak emrini vermişti?
1977 Taksim gösterilerinde yaşanan facia, silahlı sol çılgınlığının yükseldiği o döneme mahsustur, çeyrek asır geride kalmıştır. Bugünkü DİSK o zamanki çatışmacı “uzlaşmaz sınıf sendikacılığı” kavramını terk etmiştir. Bugünkü iktidar 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında Taksim Meydanını 1 Mayıs gösterilerine açmış, kimsenin burnu kanamamıştı. İktidar, o zaman bunu “özgürlük” yanlısı olduğunun kanıtı olarak ifade etmişti, doğruydu da… Ya bugün?..
Sistem olarak yetkilerin tek elde toplanması, yargıdaki siyasallaşma ve uygulamada baskılar karşısında...