YENİKAPI Meydanı'nda dün üç buçuk milyon insanın "demokrasi ve şehitler" mitinginde bir araya gelmesi ve 81 ilde izlenmesi tarihimizde bazı şeylerin artık sona erdiğini, yeni bir döneme girdiğimizi gösteriyor.
15 Temmuz darbesine karşı verdiğimiz 240 şehidin, 173’ü sivil halktan insanlardı, darbeye karşı halk fiilen direnmişti. Aynı ruh dün Türkiye’de meydanları doldurdu.
Tarihimizde ilk defa darbeye karşı böylesi muazzam bir halk direnişi oldu. Bundan sonra darbeye yeltenenler olursa karşılarına milyonların dikileceğini bileceklerdir, akıbetlerine katlanacaklardır.
FETÖ FAKTÖRÜ
Tarihimizdeki diğer bir ilk, eski yeniçeri isyanlarından, 31 Mart’taki alaylı asker ayaklanmasından, Cumhuriyet devrindeki darbelerden farklı olarak, mistik duygulara dayalı bir örgütlenmenin ordudaki uzantılarıyla askeri darbe yapmaya kalkışmasıdır.
Kamu sınavlarında, askeri ve sivil bürokraside, yargıda yaptıkları “kumpaslar” artık bütün netliğiyle ortaya çıkıyor, bu yüzden de tepki çok büyük.
Artık “din istismarı” kavramını muhafazakârlar da kullanıyor. TV’lerde, gazete köşelerinde “cemaat, tarikat” gibi oluşumlar ve “şeyh, efendi hazretleri, rüya, seçilmişlik, okunmuşluk” gibi mistik kavramlar sorgulanıyor, İslami açıdan eleştiriliyor.
Laiklik anlayışımızın da yeni bir kapıdan girdiği; artık hem daha liberal hem daha rasyonel bir gelişme göstereceği söylenebilir.
ÇOĞULCU BİRLİK
En önemlisi, tarihi hastalığımız olan öfkeli siyasi kavgaları ve keskin kutuplaşmayı aşma ümidinin dün Yenikapı’da yeşermiş olmasıdır. İnşallah geçici bir ümit değildir.
Darbenin “AKP-cunta çatışması” gibi algılanması korkunç bir hata olurdu. Dünyada olaya böyle bakanlar var. Darbenin demokrasiye karşı bir kanlı saldırı olduğunu anlatmada muhalefetin desteği son derece önemlidir.
Darbeciler Meclis’i bombalarken, orada dört partinin milletvekilleri demokrasi nöbetindeydiler. Gülen’in iadesi için Amerika’ya giden heyette muhalefet de var.