Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti ve özellikle Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la kucaklaşması, dış politikamızı resmeden önemli fotoğraflardan biridir.
Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin yerleşmiş dış politika ekseninde bu iktidar döneminde yaşanan kaymalara, gelgitlere de bir örnektir.
Dönüm noktası 2011 yılıdır. Seçim zaferi muazzam bir özgüven yaratmıştır. Arap Baharı da “gönül coğrafyamız”a ilişkin duyguları körüklemiştir.
İhvan iktidarı sırasında Erdoğan’ın Kahire gezisindeki şu sözler bunun ifadesidir:
“Bu yapay sınırlar bizi de bir asırlık bir mahkumiyete, bir hasrete mahkum etti. Allah’a hamdolsun işte bugün kardeş ülkeler, kardeş halklar arasındaki bu yapay bariyerler tek tek ortadan kalkıyor…” (17 Kasım 2012)
Bu politika, İhvan karşıtı olan bütün Arap rejimlerini aleyhimize çevirdi. Temmuz 2013’te Mısır’daki askeri darbeden sonra Türkiye karşıtlığı daha da sertleşti.
Suriye politikasını Erdoğan’ın “güvenlik” kavramı ile yetinmeyip “Şam’da namaz kılmak”la açıklaması da bu dönemdedir. (9 Eylül 2012)
ARAP TEPKİSİ
Bu politikanın sonuçlarını Sabah yazarı Prof. Burhanettin Duran şöyle anlatır:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliği ve proaktif dış politikası Körfez başkentlerini kaygılandırmıştır. Bu kaygı Körfez elitleri nezdinde Türkiye’nin de sınırlandırılması gereken bir ülke olarak konumlandırılmasına sebep olmuştur…” (2020 Dış Politika Yıllığı, 2020, s. 13)
Prens Bin Salman Arap TV’lerinde şöyle laflar ediyordu:
"Erdoğan’ın yönettiği Osmanlılar, Müslüman Kardeşleri de kullanarak halifeliği yeniden getirmek istiyor. İran ideolojik devrimini yaymak istiyor… İran, Katar ve Türkiye bir şer eksenidir.” (6 Mart 2018)
Osmanlı’dan kalma Ecsad kalesinin yıkılması, Suud’da, Mısır’da, Körfez’de Türk mallarına boykot, Türk dizilerinin yasaklanması, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’in Osmanlı tarihini karalayan konuşmaları hep bu dönemdedir.
Türkiye Doğu Akdeniz’de ve Orta Doğu’da yalnızlaşmakla kalmadı, Arap-Yunan ittifakı oluştu, Türkiye gaz aramalarında dışlandı.
Arap Birliği örgütü sürekli Türkiye’yi suçlayan açıklamalar yaptı.
KAŞIKÇI VE PRENS
Böyle bir gerginlik döneminde merhum Cemal Kaşıkçı İstanbul’da Suudi Başkonsolosluğunda, Suudi infaz timi tarafından vahşice katledildi. (2 Ekim 2018)
Bu konuda Erdoğan’ın açıklamaları: