Taha Akyol Hürriyet Gazetesi

Yine Ortadoğu

LAİKLİK ve din kutuplaşması uzun süre dış politikaya bakışlarımızı da etkiledi. Bir kesim Batı’ya odaklanarak Arap dünyasına mesafeli durmayı savunurken, öbür kesim Arap dünyasına...

26 Aralık 2015 | 1.662 okunma

LAİKLİK ve din kutuplaşması uzun süre dış politikaya bakışlarımızı da etkiledi.

Bir kesim Batı’ya odaklanarak Arap dünyasına mesafeli durmayı savunurken, öbür kesim Arap dünyasına olağanüstü önem verdi, bunu duygusal kavramlarla iç politikada da kullandı.

Şimdi Türkiye’ye yönelen risklerin önemli bir bölümü Ortadoğu’dan geliyor; Suriye ve Irak sorunları gözler önünde.
Önceki gün Arap Birliği, Türkiye’yi Musul’da askeri eğitim birliği bulundurduğu için “kınayan” bir bildiri yayınladı!
Aynı gün Irak Kürt Bölgesi Yönetimi’nden Nazım Herki, yaptığı açıklamada Bağdat hükümetinin “PKK’yı Irak’ta silahlandırıp Haşdi Şabi adlı Şii milis gücü bünyesine sokmaya çalıştığını” ifade etti.
Rusya’nın rolünü de hiç akıldan çıkarmamak gerekir.

ARAP BİRLİĞİ

Arap Birliği örgütünün toplantısında hiçbir Arap ülkesinin Türkiye’yi gözeten bir “muhalefet şerhi” koymaması dikkat çekicidir. Halbuki mesela Suudi Arabistan ve Katar’ın “kınama”ya yer vermeden Türkiye’nin asker çekmeye başlamasını olumlu buldukları yönünde bir metin önermeleri beklenirdi. 
Fakat Türkiye, Mısır’daki darbeyi haklı olarak eleştirmekle kalmayıp daha ileri giderek ilişkilerini bozan tek ülkedir. Katar ve Suudi Arabistan ise darbeyi hem siyaseten hem 5 milyar dolar vererek desteklemişlerdir.
Türkiye’nin Araplar arası ihtilaflarda ve rejim sorunlarında “taraf” haline gelmesinin sonuçlarını görüyor musunuz?

ORTADOĞU ROMANTİZMİ

Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılması doğruydu. Türkiye AB reformları çizgisinde giderken hem Batı’da İslam dünyasına örnek gösteriliyordu... Hem 2008 yılında Güvenlik Konseyi’ne ilk turda Araplar dahil 151 ülkenin oylarıyla üye seçiliyordu.
Ortadoğu’ya ihracatımız da hızla artıyordu...
Fakat Arap Baharı Ortadoğu’da depremler yarattığı gibi, AK Parti iktidarında da “yüzyıllık parantez kapanıyor” heyecanına yol açtı. 
Doğru olan “lider ülke” hedefinin meydanlarda coşkuyla, yüksek perdeden ilan edilmesinin olası etkileri düşünülmedi. Araplar ve İslam ülkeleri Türkiye’nin “lider” olmasını “oyun kurucu” güç haline gelmesini mi istiyordu?
Doğru dil, eşit ülkelerin ilişkileri değil miydi?
Miting meydanlarında coşkuyla yürütülen Mısır politikamız neye yaradı?
2015’teki Güvenlik Konseyi seçimlerinde, Mısır ilk turda üye seçildi: Arapların da desteğiyle!
Arap milliyetçiliği “kapanmış bir parantez” değildir. Evet birleştirici olamıyor fakat tepki vermede hayli etkili oluyor. İşte, Irak’ta Portekiz askeri tepki çekmiyor, Türkiye’ninkine tepki gösteriyorlar!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaşasın evrensel hukuk 22 Kasım 2024 | 541 Okunma Türkiye ve Hamas 20 Kasım 2024 | 1.245 Okunma Atatürk ve Ak Parti 19 Kasım 2024 | 1.570 Okunma Adalet Bakanı ne diyor? 17 Kasım 2024 | 816 Okunma Yeni tehlike Trump 15 Kasım 2024 | 1.412 Okunma