Tunus’ta Nahda Hareketi lideri Râşid Gannûşî’nin üç yıl hapis cezasına çarptırıldığı haberini Fas seyahatim sırasında almıştım. Tunus’a da yakın zamanda bir ziyaret yapmış olduğum için, Mağrib coğrafyasının farklı ülkelerindeki siyasî atmosferi sahada değerlendirme ve ülkeleri birbiriyle kıyaslama imkânı buldum. Üstelik Gannûşî’yi daha önceki Tunus seyahatlerimden birinde evinde ziyaret etmiş, kendisiyle mülakat yapmıştım.
(O mülakatta, Arap Baharı’nın gidişatına dair sorularıma öylesine ümitvar ve iyimser cevaplar vermişti ki, şaşırmaktan kendimi alamamıştım.) Yıllardır izlediğiniz ve nihayet şahsen de tanıştığınız biri, âhir ömründe tamamen politik ve sübjektif bir davada mahkûm olduğunda, hem onun bütün siyasî serüveni ve hayat çizgisi gözünüzde belirginleşiyor hem de duygularınız -ister istemez- işin içine dâhil oluyor.
Rabat sokaklarını adımlarken, 2011’den bugünlere, Râşid Gannûşî’nin Tunus’ta hangi adımları attığını düşündüm:
Cumhurbaşkanı Zeynelâbidin Bin Ali’nin devrilmesinin hemen akabinde, Tunus laiklerinin köpürttüğü “İslâmcılar, kimseye hayat hakkı tanımayacak!” tezviratları eşliğinde, yıllardır yaşadığı sürgünden ülkesine dönmüştü. Bütün...