İstanbul’dan Amman’a gidecek olan uçağımıza binmek üzere kapıya geldiğimizde, onu bir kenarda yalnız başına otururken gördüm. Hemen yanına gittim, selamlaştık. En son iki yıl kadar önce İstanbul’da yüz yüze görüşmüş, uzun uzun sohbet etmiştik. Şimdi, ayaküstü de olsa yeniden karşılaşmak çok güzeldi. Laf arasında Ürdün’deki ziyaret programımızdan bahsedince, “Evimize buyurun” dedi, sonra da –teklifindeki ciddiyet ve samimiyeti göstermek için– “Ürdün numaramı kaydet, mutlaka bekliyorum” diye ekledi. Arap dünyasının en önemli mütefekkir, gazeteci ve yazarlarından Dr. Azzâm Temîmî ile evinde sohbet fırsatına elbette hayır diyemezdim.
Ürdün ziyaretimizin son gününde, Dr. Azzâm’ın gönderdiği konuma ulaştığımızda kendimizi Ölüdeniz’in doğu yakasında, Kudüs’e tam karşı cepheden bakan yüksek bir noktada, zeytin ve badem ağaçlarının çevrelediği bir bağ evinde bulduk. Birazdan kahvelerimiz ve zahterli çöreklerimiz de masada yerlerini aldı. Filistin’i iliklerimize kadar hissetmeye hazırdık artık.
Azzâm Temîmî’ye ilk sorum, İslâmî hareketlerin geleceğine dairdi: “Farklı ülkelerde yaşanan tecrübelere ve uygulanan baskılara bakan biri, İslâmî hareketler için artık yolun sonuna...