Eski İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’un “Hamas’a karşı savaşı kaybettik” açıklaması, haftanın en çok konuşulan konuları arasındaydı. Bu tespitin sadece kendisi değil, aynı zamanda sözü söyleyen kişi de oldukça önemliydi. Zira Halutz, 1966-2006 arasında kesintisiz biçimde tam 40 yıl İsrail ordusunda görev yapmış bir isim. Böyle uzun bir süre görevde kalınca, Halutz’un şahsî suç dosyası da oldukça kabarık. Ahmed Yâsîn (2004) ve Salâh Şehâde (2002) gibi lider isimlerin katledilmesinde, Halutz’un doğrudan dahlinin bulunduğu biliniyor. Birinci İntifada (1987) ve İkinci İntifada (2000) süreçlerinde de Halutz ve ekibi, Filistinlilere tam saha baskı uygulamakla meşguldü.
Dolayısıyla, Dan Halutz’un sözlerini “özeleştiri” olarak anlamamak gerekiyor. Cümlelerinin devamında, “Zaferi ancak Benyamin Netanyahu istifa ederse kazanabiliriz” demek suretiyle, Gazze’de yaşananlardan asla ders çıkarmadığını ve tek derdinin aslında iç siyasette mevzi kazanmak olduğunu da itiraf ediyor.
Oysa İsrail’in şu üç aylık zaman dilimindeki kayıpları, Netanyahu’nun istifasıyla telafi edilebilecek kadar basit ve az değil. Suçu tamamen Netanyahu’ya ve kabinesine yıkmak da, Siyonist terör...