İslâm’ın ilk yıllarında inen Kur’ân ayetlerinin, Mekke’deki bir avuç Müslümana sürekli olarak İsrailoğulları’nın tarihini anlatması câlib-i dikkattir. Müşriklerin işkenceleri ve tazyikleri altında var oluş mücadelesi veren Müslümanlara, niçin devamlı Yahudilerin tarihi, coğrafyadaki hareketleri, başlarına gelenler, çektikleri zulümler ve nihayet sonrasında yaşadıkları aktarıldı? Bunun birinci sebebi ilk Müslüman cemaate moral vermekti şüphesiz. Ama daha geniş bir çerçevede, Müslümanlar, Medine’de aynı şehri paylaşacakları ve birlikte yaşayacakları Yahudilerle alakalı bilgilendiriliyordu.
Vahyin sonuna kadar Yahudiler gündemden hiç düşmedi. Medine dönemine geçildiğinde, onların şahsiyet çizgilerine dair detaylar arttı, tasvirler son derece güncel hale geldi. Müslümanlar, Kur’ân’da anlatılan karakterlerle artık aynı şehirde beraber yaşıyordu.
Hz. Peygamber, Medine’ye hicret ettiğinde hemen her alanda Yahudilerin domine ettiği ve dengelerini belirlediği bir şehir buldu. Bu yüzden, ilk yaptığı şey, Medine’de yaşayan bütün unsurların -en başta Yahudiler- iştirak ettiği bir toplumsal sözleşme (“Medine Vesikası”) imzalamak oldu. Hz. Peygamber’in liderliğindeki yekpare...