Zannediyorum 2012’ydi. İsrail’in yine Gazze’yi bombardımana tuttuğu günlerde, İstanbul’da bir camide akşam namazından çıkarken, cemaatten iki tane amcanın konuşmasına kulak misafiri oldum. “Bak görüyor musun” diyordu biri yanındakine, “Yahudilere topraklarını sattılar, şimdi belalarını nasıl buluyorlar!” Ömrünün rükû ve secdede geçtiği belli olan birinden bu kaba ve yanlış genellemeyi duymak çok üzücüydü. Hatta bir an, “Acaba ikisini kenara çekip, aslında öyle olmadığını anlatsam mı?” diye düşündüm. Ama zihinlerdeki çarpıklık öylesine derin ve zincirleme bir hal almıştı ki, bazı şeyleri derli-toplu anlatmak için ta ilk insan Hz. Âdem’den başlamam gerekecekti. Mecburen vazgeçtim.
İsrail’in tekrar Gazze’yi bombaladığı şu günlerde, “Topraklarını sattılar” söylentisi yeniden dirildi, hem de ülke çapına yayılarak. Bilen-bilmeyen herkesin lafa müdahil olduğu, cesur cahillerin “kanaat önderi” pozunda ortalıkta gezindiği, kontrolsüz ve teyitsiz her türlü zırvanın “fikir” diye kıymet gördüğü memleketimizde, bazı hakikatleri sürekli ve bıkıp usanmadan hatırlatmakta fayda var.
Tarihî Filistin topraklarında İsrail’in kuruluşuyla neticelenen Siyonist işgal, üç koldan...