15 Temmuz’da Türkiye meydanlara aktı… Sessiz sedasız… Ellerde
bayraklar…
Kiminde Rabia işareti kiminde Bozkurt… Yan yana kardeş
kardeşe…
Yüreklerde 250 şehit verilen o gecenin acısı, dillerde o acının
unutulmayacağına dair verilen söz!
“Unutmayacağız…”
“Unutturmayacağız…”
Siz zannetmeyin ki sadece Türkiye ayaktaydı…
Dünya ayaktaydı o gece…
Çünkü milyonların meydanlara aktığı 15 Temmuz destanını
uluslararası ajanslar dünyaya aktarıyordu…
Associated Press oradaydı… Reuters oradaydı… Ve her birinin usta
muhabirleri kameramanları oradaydı…
Destan yazan bir milletin Başkomutanlarının önderliğinde bir destan
kutlamasını dünyaya geçiyordu…
Tüm dünya gördü milletin birliğini… Demokrasisine sahip çıkma azim
ve kararlılığını… Seçilmiş hükümetinin ve Cumhurbaşkanının yanında
olduğunu…
Demokrasi nöbeti bir gündü ama denilse ki bir yıl sürsün, bir yıl
sürecek iştiyak vardı gözlerde…
Aynı ruhla… Aynı kararlılıkla…
Hep bir ağızdan darbeciler lanetlenirken, şehitler dualarla yâd
edildi.
Yüz binlerce vatandaşımız köprüye kadar yürüdü…
Kısıklı Meydanından, Çengelköy’den Altunizade’den akın akın gelen
vatandaşların ellerinde Türk bayrakları vardı… Gecenin
karanlığını ışıl ışıl aydınlatanlar tüm dünyaya şu mesajı
veriyordu:
“Biz Cumhurbaşkanımızın yanındayız…”
“Birlikteyiz… O ne derse biz oradayız…”
Ve insanlar Reis’in konuşmalarıyla coştu…
Tam 34 şehit vermiştik o köprüde… Hepsi yâd edildi… Kuran-ı kerim
tilavetiyle anıt açıldı… Hatimler indirip duaları yollandı.
Şehitlik parkında şehitlerimiz için 250 selvi ve gül ağacı
dikildi
Ankara’da ise Meclis’te ve Beştepe’de yüz binlerce kişi aynı
şekilde tek yürek olmuş Sayın Cumhurbaşkanını bekliyordu…
Sadece İstanbul ve Ankara mı böyleydi?
Hayır…
Sakarya’da, Diyarbakır’da, Konya’da, Van’da, Samsun’da Bursa’da,
İzmir’de meydanlar dolup taşmıştı…
81 ilde meydanlar sabaha kadar nöbet tutan milleti ağırladı…
Ne nöbetiydi bu?
“15 Temmuz demokrasi nöbeti…”
Sabaha kadar süren törenlerin iki ana konusu vardı…
Darbecilere lanet… Nöbete ve demokrasiye sahip çıkmak…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte
Nakkaştepe’den tören alanına yürüyerek geldi.
Çünkü Erdoğan’a şehit yakınları ve gaziler eşlik edeceklerdi…
Yanında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve eşi Esra
Albayrak, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir
Ünal da vardı…
Reisin Türk bayrağı tişörtleri giyinen torunları Ahmet Akif ve
Mahinur Albayrak da bu ruha ayrı bir heyecan katıyordu.
Yine Başbakan Binali Yıldırım ile beraberinde bazı bakan ve
vatandaşlar Çengelköy’de buluşmuş sonra 15 Temmuz Şehitler
Köprüsü’ne hareket etmişti.
Söylenen ve vaat edilen şey şuydu:
“Demokrasimize sahip çıkacağız… Hainleri sevindirmeyeceğiz. Boyun
bükmeyeceğiz!
Acımızı yüreğimize gömecek, gözyaşlarımızı içimize akıtacağız!
Evet
15 Temmuz dünya tarihinde eşeni az rastlanır bir alçak
kalkışmaydı…
Kendi ülkesinin silahıyla, kendi ülkesinin insanını vurma
kalleşliği ve ihanetiydi…
Ve bir dolara kendini satan bu alçaklar güruhu bu ihaneti hiç
gözlerini kırpmadan karşılarına çıkan millete bu silahları
yöneltecek kadar alçaklaşmışlardı.
Ama aynı şekilde 15 Temmuz…
Tarihte hiçbir millette görülmeyecek şekilde bir millet korkusuzca
tanka topa mermiye karşı canını ortaya koyup demokrasisine sahip
çıkmıştı…
Meclisine sahip çıkmıştı…
Seçilmiş hükümetine ve Cumhurbaşkanına sahip çıkmıştı…
Bu gece… Bir yıl sonra yaşanan bu gece… Tam bir yıl önce yaşanan
gecenin aynı heyecanını ve kararlılığını taşıyordu.
Şunu artık tüm dünya gördü ki… Türkiye’de kimse Reisi milletinden,
milleti de reisinden kopartamaz…
Dünya artık şunu gördü ki, bu millet vatanın birlik bütünlüğü söz
konusu olduğunda her şeyi bir tarafa bırakıp birlik olmayı yeniden
öğrenmiştir…
Allaha şükürler olsun, bu gece yaşanan heyecanla artık
anlaşılmıştır ki bir daha bu ülkeye kimsenin darbe yapmaya cesareti
olamaz.
Darbeler şimdi geride kalmıştır…
Demokrasi şimdi anlam kazanmıştır…
Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanım…
Teşekkürler Sayın Başbakanım…
Teşekkürler Türk milleti…
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik günümüz kutlu olsun…
Bu geceyi unutmayacağız…