Beş yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paralel Yapı olarak gündeme getirdiği ve devlet olarak üzerine yürüdüğü FETÖ Terör örgütünden sonra şimdi de Adnan Oktar grubunun çözüldükçe akıllara durgunluk veren ilişkiler yumağı üzerinden cemaatlere yönelik bir algı oluşturulmaya başlandı.
Müslümanlığı asırlarca dört başı mamur halde taşıyan hiçbir konuda ifrata ve tefrite kaçmayan Ehlisünnet yolundaki Müslümanlar bu algıdan zarar görmeye başladı.
Konuya bu pencereden bakıldığında ehlisünnet dışındaki birçok mezhep ve fırkayı öne çıkaranların esas amacı bu coğrafyada İslamiyet’i özüne uygun ve geleneksel halde yaşayan ehlisünnet Müslümanları ve onların beslendiği cemaat ve tarikatları yok etmektir.
İslam düşmanları, “cemaat” kelimesinden yola çıkarak özünde asla “cemaat” veya “tarikat” kabul edilemeyecek yapılar üzerinden, ehlisünneti yok etmeye çalışmaktalar.
Ortadoğu’da iki asırdır planlanan ve tohumları atılan misyonerlik faaliyetleri ve çeyrek asırdan beridir de emperyalist devletlerin uzantısı olarak ortaya çıkartılan gruplar, hizipler ve terörist grupların fiili olarak yürüttüğü eylemlerin amacı dünya kamuoyunda Ehlisünnet Müslümanlığını yere çalmaktır.
SSCB’nin Afganistan savaşıyla birlikte dağılmasının ardından ortaya çıkan Türk Cumhuriyetlerinde yapılan en büyük operasyon inanç operasyonuydu. Nitekim onun meyveleri bugün Suriye’de Irak’ta ve hatta ülkemizdeki terör olaylarında ortaya çıkan o bölgenin insanlarından anlaşıldığı üzere dünya kamuoyuna “İslam eşittir terör” imajı vermekte kullanılmaya başlanmıştır.