Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilerek 13. Cumhurbaşkanı olmasının
hemen sonrasında, neredeyse her 4 yılda bir yaşadığımız
'dejavu'yu yine yaşadık.
Mevzuya girmeden küçük bir dip not düşeyim.
"Kılıçdaroğlu gitsin, oylarımız artar!"
diyenler, CHP'nin seçmen sosyolojisini hiç tanımamışlar!
Şayet Kılıçdaroğlu giderse, CHP en az ikiye bölünür ve küçülür!
Çünkü Kılıçdaroğlu, CHP içindeki alevi- Sünni- Kürt- Türk
koalisyonunu yönetme kabiliyetine sahip tek kişi!
Parantezi kapatıp, seçim gecesine dönüyorum.
Muhalefet yine "öndeyiz!" dedi, geriye
düştü!
Yine şöhret gazeteciliği yapma adına, vatandaşa bilerek yanlış
bilgiler verildi!
Yine seçmene kabahat bulundu!
Nasrettin Hoca'nın "Hırsızın hiç mi suçu
yok?" anekdotundaki gibi muhalefet yüklerini yine
başkalarına taşıtmayı, yine "Yenildik ama
ezilmedik" filmini renklendirerek vizyona koymayı tercih
etti.
Sanki siyaset, bir sonuç alma sanatı değilmiş gibi seçmene felsefe
yapmayı tercih ettiler.
Oysa, "Kaybettik çünkü..." ile başlayan bir
özeleştiri, kendileri açısından çok daha gerçekçi ve yerinde
olurdu.
Çünkü tüm kuramlar, siyasetin hayalle değil, realiteyle
yapıldığını ifade eder.
Neyse ki, bu coğrafyada siyasetin hiç bir bilimsel kuralla
ilerlemediğine aşinayız da, hiç şaşırmadık!
Seçim sonrasında bunlar yaşanırken, seçim öncesi kamuoyuna aksetmeyen çok ilginç, ilginç olduğu kadar da tuhaf bir gelişme yaşandı.