Dünyada kesintisiz şekilde siyasi varlığını bu kadar uzun süre
muhafaza etme rekoruna sahip bir kaç partiden birisi CHP.
Belki de tek.
Bir kesime göre adeta nesilden nesile aktarılan se?üler
kutsal bir metin.
Dededen toruna.
Büyükanneden, taaa torunun torununa aktarılan bir çeyiz
sandığı gibi siyasetin göbek taşında oturmaya devam
ediyor.
Halen toplumun 4/1'nin oyunu almayı bir şekilde başaran, tarihsel
mirasıyla oturduğu göbek taşında, kâh göbeğini kaşıyarak, pek
nadiren de seçmenine "Galiba oluyor!" heyecanı
yaşatan…
Dalları kesildikçe başka bir baharda çiçek açmayı bekleyen CHP,
bu yüzyıllık sermayesini, ağır bir muhakeme
zehirlenmesi ile adeta ölümsüzlük iksiri
içmiş zannı ile hovardaca kullandı.
Bu gizli özgüven o kadar şuur altlarına yerleşti ki.
Atatürk'ün Çankaya'sına Atatürkçüleri kodese tıkanı...
Atatürk'ün düşmanı denize döktüğü İzmir'e "Türkiye'den ayrılalım!" diyeni...
Mustafa Kemal'in işgalci İngilizleri geldikleri gibi
İngiltere'ye gönderdiği İstanbul'a, 'Kefere Kemal'
diyeni vekili, "Git Atatürk'ü temsil et!" diye
göndermediler mi?
Tıpış tıpış hem de.
Evet, Cumhuriyet çok zor şartlar ve panik atak bir ruh halinde
kurulduğu için bu süreçlerde yapılan yanlışlar da oldu elbette ama
yakın tarihte CHP, tarihsel köklerine baltayla hiç bu kadar
hunharca saldırmadı.
CHP'nin yüzyıllık biriktirdiği hafıza, 2 sene önce kurulmuş
partilere peşkeş çekilirken hiç kimse diren(e)medi!
Ve buna rağmen CHP tabanı yüksek bir sabır, ya da adı her ne
ise, ellerinden uçup giden 40 vekili bile yüreklerine taş basarak
görmezden geldiler.
Bırakın onu, bunu.
Sadece sert eleştiriyor diye Türkiye'nin en çok okunan yazarı
Yılmaz Özdil'in kaleminin kırılmasında başat rolü
yine CHP'li siyasetçiler ve CHP'li geçinen şöhret budalası
gazeteciler oynadı.