sözüyle siyaset hiç ilgilenmez ama
José Saramago'nun 'Körlük' kitabındaki dizelere meftundur;
"Hayattaki her şey gibi, zamana zaman tanırsanız her şeyi
çözümler..."
Siyaset, zamana zaman tanımayı, sadece kendi zamanına uygunsa
düşünür.
Sadeleştireyim.
Yaban Romanı'nda Yakup Kadri "Lakin işte görüyorum ki, bir çanak
suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışıyorum ne de dibe
çökebiliyorum." der ya.
Siyaset de zeytinyağı gibidir.
Dibe çökmemek, üstte kalmak için her şeyi göze alır.
Tıpkı içinden geçtiğimiz süreç gibi.
Tarihimizin en büyük musibeti ile baş etmeye çalışıyoruz.
İktidar zevahiri kurtarmak, muhalefet de zevahiri göstermek için
çabalıyor.
Özellikle ilk iki gün iyi sınav veremeyen bir iktidar gücü var
karşımızda.
Oydu, buydu, şuydu...
Mazeretlerin bir bölümü mantıklı, anlaşılır olsa da ilk iki günün
bedeli hepimize ağır oldu.
Depremin boyutu için bilim adamları "Dünya ölçeğinde karada
yaşanmışların en büyüğü ..." tanımlaması yapıyor.
Yunanistan'ın yüz ölçümünden daha büyük bir alanı, büyük bir kasaba
kadar insanımızı depreme kurban verdik.
Almanya'nın yüzölçümü kadar bir alanın tamamen yok olduğunu düşünün
bir an!
Tahribat işte bu kadar büyük!