Ankara'da Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan çıkışı ile yükselen hararet giderek biraz daha normal sınırlara, bir parça daha anlama kıvamına doğru yaklaşıyor gibi.
Bahçeli'nin sözlerini bir yönüyle devlet aklı, diğer yönüyle
vatan için alınan riskli fedakarlık olarak okuyanlar artıyor.
(*Ben özellikle Öcalan’ın TBMM'de konuşma fikrine
katılmıyorum.)
Tabi bu çıkışın her iki partide de yüzde yüz kabul görmediği
aşikar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki danışmanı Mehmet Uçum, Ayhan
Ogan ve siyasetçi/gazeteci Şamil Tayyar
arasındaki tartışma, bu açıdan küpten sızanlar.
Danışmanlar ve Tayyar arasındaki tartışmada ayar giderek
bozuluyor.
Çünkü...Tartışma kıvamını aşan kavgaya doğru evrilen süreç devam
ederse;
Türk siyasetinden uzaklaştığı düşünülen Kürt siyasetini
yakınlaştıralım derken, Türk siyaseti, daha lokalde iktidar kendi
içinde birbirine mi giriyor sorusu gündeme gelebilir.
* * *
X atışmalarında iş birbirlerine sopa göstermeye kadar
uzandı.
Hadi bu üçlünün tartışmalarını yarı akademik sert tartışma olarak
görebiliriz ama bazı gazeteci ve siyasetçiler "sürece
sesinizi çıkarırsanız, sizi içeri atarız!" tonlamasıyla
kendilerine açılan otobanda fazla hızlı gidiyorlar.
Sürat, felakettir!
Yolda mıcır var, kavis var!
Toplumsal barışı tehdit diliyle savunmak kadar kötü, anlamsız ve
çürük bir strateji olamaz!
* * *