Mayına basıldığı anda mayın içerisindeki fünye
yanar ve ana patlayıcı infilak eder. Bu sırada ortaya çıkan sıcak
havadan ötürü bir basınç dalgası oluşur.
Bu patlama ile ortaya çıkan dalga, uyguladığı sıkıştırma kuvveti
ile toprağın altından üstüne çıkar.
Yani, mayınlar üzerine basılmadığı sürece sessizdir,
derindedir...
Tıpkı, siyasetteki kritik konular gibi.
Tıpkı, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili iddialı ve sürpriz açıklamalar
yapan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay
Kılavuz'un Halktv'den Seyhan Avşar'a konuşması gibi.
Kılavuz'un açıklamaları kritik olmanın ötesinde, büyük mayınlı
başlıklar da içeriyordu.
Çünkü...
Şimdiye kadar hiç bir MHP'li yetkili, Sinan
Ateş cinayetiyle ilgili bu kadar detaylı, net ve uzun
konuşma yapmamıştı.
Kılavuz'un Sinan Ateş cinayetine sebep olanlar için kullandığı
kelimelere bakalım;
Şerefsiz...
Alçak...
Menfur saldırı...
Korkunç...
Olcay Kılavuz'un "Sinan Ateş için adalet
istiyoruz." kelimesinin de altı çizilmeli.
"DEVLET gereğini yapsın!" ifadesinde bir metafor
var mı bunu henüz bilmiyoruz ama...
Devlet Bahçeli'nin bu konuşmadan sonra kendisini görevden
alması, kimilerine normal, kimilerine göre anormal karşılandı.
Normal diyenler "İzinsiz konuştu!" derken. Anormal
karşılayanlar "Kendini ve MHP'yi korudu!" savını
öne sürdüler.
Suçluluğu ispatlanana kadar herkes ve elbette her kurum
masumdur.
Kamuoyunda Sinan Ateş cinayetine bazı MHP'li yetkililerinin
karıştığı yönünde baskın bir kanaat olduğu sır değil.
Bu kanaatin oluşmasını besleyen bazı delillerin varlığı da sır
değil.
Ateş cinayeti sonrasında MHP genel merkezinin başsağlığı dilememesi
ile başlayan algıyı MHP'li yöneticilerin iyi yönetemediği de sır
değil.
Bu cinayetin fail ya da faillerinin yakalanması kişi ve
kurumların yanında vicdanları da rahatlatacaktır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Sinan Ateş ya da bir
başkası için "Vurun" diyeceğine ihtimal
vermem.
Bunu zaten Ateş'in eşi de söyledi.
MHP köklü bir parti.
Bu olaydan dolayı partinin için için yanmasına müsade etmeyecek bir
kollektif tecrübeye sahip maziye de sahip.
Evet, MHP'nin geleneğinde parmak sallamak, "gelirsem kafanı
kırarım!" yaklaşımı çoğu zaman oldu ama partisinde üst
düzey yöneticilik yapan mesai arkadaşlarını tarihleri boyunca hiç
öldürmediler.
Vurdular ama öldürmediler!
Tam da bu yüzden Sinan Ateş cinayetindeki sır perdesini aralamak yargının olduğu kadar MHP'li yetkililerinin de sorumluluğunda.