Çünkü yazdıklarım henüz bir başlangıçtı! " satırlarımı, bir dönemin fenomen radyo programı 'arkası yarına' benzeten okurlarımı fark edince elimi çabuk tutmaya karar verdim.
Eskiden TRT Radyosu'nun akşam 6 civarında çok dinlenilen 'arkası
yarın' piyesleri olurdu.
Bu kuşak için Aşk-ı Memnu, Kurtlar Vadisi ne ise, eski kuşaklar
için arkası yarın piyesleri de oydu.
Türkiye'nin ilk efektörlerinden (*yağmur sesi, kapı gıcırtısı gibi
sesleri canlandıran kişi.) Korkmaz Çakar hazırlardı.
Hafiften bir Alfred Hitchcock edası ve davudi sesle "Korkmazzz Çakarrr..." diye inlerdi odalar.
Lambalı Aga ya da Philips Bakalit radyonun etrafında toplanmak
için herkes akşam 6'yı elleri böğründe hasretle beklerdi.
Herkes deyince gerçekten iş yerinde radyosu olmayan herkes.
Tarladaki çiftçi, çapayı... Demirci, örsü...
Bakkal, dükkanı...
Manav, tezgahı bırakır...
Evine erkenden gelip, frekansı açardı.
Haliyle piyesin en heyecanlı kısmı hep yarına kalır...
Gün boyunca çarşıda evde "Clark, bugün kesin Mary'e gerçeği
söyleyecek! "
"Yok artık! Mary o kadar salak mı ki inanacak! " tahminleri ile
canlı bir twitter ortamı yaşanırdı köyden kente bu
coğrafyada...
Sanki sizi duyuyorum.
"Bu kadar nostalji kafi, uzatma, ölümün çaresini mi söyleyeceksin
be adam! " diye çıkışıyorsunuz.
Haklısınız...
Yazar milleti işte, sündürdükçe sündürür!
Huyumuz kurumuyor!
Buyurun...
AKŞENER, ANKARA'YI BÜLENT KUŞOĞLU'NA TEKLİF ETMİŞTİ!