Serdar Turgut, Akşam gazetesini yönettiği dönemde bir yazısına
“Mezar Soyguncusu'nun Gazetesi” (16 Ağustos 2008) başlığını
atmıştı! Bu başlıkta “Mezar Soyguncusu” diye anılan medya patronu
kimdi?
Turgut, o yazıda; Aydın Doğan'dan ve Hürriyet'ten “Başka
işadamlarının mallarına göz koyup, onları zor duruma sokmak için
elindeki medya gücünü kullanmayı adet haline getirmiş olan kişinin
gazetesi…” diye söz ediyordu.
Sahi, Serdar Turgut “Yurttaş Doğan” için neden böyle bir tanımlama
yapmıştı? İşbu tanımlamanın “yirmi bir yıl önce” yani Ekim 1996
tarihinde yaşanmış fevkalade üzücü bir hadiseyle alakası var
mıydı?
Bu ve benzeri suallere cevap alamadığımız müddetçe gazetecilik
gereği sormaya devam edeceğiz.
*
Aydın Doğan denilen şahıs hakkında bu sütunda çıkan tüm yazılarda
dile getirilen hususlar hakikatin ta kendisidir.
Bahsi geçen kişinin “biteviye” tekzip yayınlatarak kapı gibi
gerçeklerin üzerini örtebilmesi asla mümkün değildir.
Bu sütunda çıkan belgeli yazıların içeriğine asla yanıt veremiyor;
kıyısından bile geçemiyor. Ya? Klişe cümlelerle hakkında
yazdıklarımdan sıyrılabileceğini sanıyor.
Hakkımda “optik çarpıtma” yapmaya yeltenmesi yahut “bühtanda
bulunması” ilgili şahsın verebileceği “ikna edici hiçbir cevabının
olmadığını” ve “çaresizliğini” gösteriyor!
Ne yaparsa yapsın; Paralel Yapı (FETÖ) ile “en az yirmi senedir var
olan derin bağlantısını/stratejik işbirliğini” ortadan
kaldıramaz!
Latif Erdoğan'ın arşivinden çıkan “Fetullah Gülen'e ait sözleri”
hatırlamanın tam sırasıdır. Gülen, Erdoğan'ın da yer aldığı “dar
dairedeki bir sohbetinde” şöyle demiştir:
“Aydın Doğan Bey, bana bizzat söyledi. 'Niye bana da iş
vermiyorsunuz, ben de yapayım' dedi. Hürriyet Holding'in, Milliyet
Holding'in arkasındaki insan 'Ben de yapayım' diyor. İnanıyorum ki,
yarın Sabancı da Koç da diyecek…” (25 Ekim 1997)