Dün, Çetin Emeç Suikastı'nın yirmi yedinci yıldönümüydü. 7 Mart
1990'da derin bir cinayete kurban giden Hürriyet'in eski genel
yayın yönetmenlerinden Emeç, Zincirlikuyu'daki kabri başında
anıldı.
Geçtiğimiz hafta Sedat Ergin'in yerine Hürriyet genel yayın
yönetmenliğine getirilen Fikret Bila, anma töreninde yaptığı
konuşmada “Emeç suikastının arkasındaki karanlık halen
aydınlanmamıştır” diye konuştu. Bu minvalde Abdi İpekçi ve Uğur
Mumcu cinayetlerinden de söz etti.
*
Ertuğrul Özkök, Enis Berberoğlu ve Sedat Ergin…
Çetin Emeç öldürüldükten sonraki yıllarda Hürriyet'i
yönettiler.
Derin suikastın arka planını hiç deşmediler.
Arzın merkezine hiçbir zaman, hiçbir surette seyahat etmediler.
Tersine, Çetin Emeç suikastının perde arkasının itina ile hasıraltı
edilmesi manasına gelen “birçok yayına” imza attılar.
“İslamcılar veya dinci örgütler yahut İran yaptı” yollu çok sayıda
manşet çaktılar!
-Böylelikle hakikati perdelediler.
*
Aydın Doğan denilen şahsın Baronsal Hürriyet'i mi?
Abdi İpekçi'den Çetin Emeç'e; Hiram Abas'tan Uğur Mumcu'ya; Muammer
Aksoy'dan Bahriye Üçok'a; Ahmet Taner Kışlalı'dan Necip
Hablemitoğlu'na kadar uzanan bir dizi “faili meşhur!” suikastın
üzerine bir türlü gitmedi!
Özellikle gitmedi! Gidemez, gitmez!
Fikret Bila döneminde de bu yolda değişen hiçbir şey olmayacak!
Bunca yıllık gazetecilik kariyerinde…
Bila'nın gözleri, derin cinayetlerin ardındaki gerçeğe “sımsıkı
kapalı” kaldı!
Yani? Onun da “iyi hal kâğıdı” yoktur.
*
Kaldı ki, Hürriyet'te Sıcak Patates türünden konulara asla
girilmez!
Neden mi girilmez?