Batı Kulübü'nün Türkiye'deki kaşarlanmış elemanı Taha Akyol,
Mine Şenocaklı'ya “Türkiye'de başkanlık sistemi; benim kadın olmam,
sizin de erkek olmanız kadar imkânsızdır!” demişti. (Vatan
gazetesindeki röportaj, 26 Nisan 2010)
Akyol'un bu çok iddialı lafını arşivimizden çıkarırken, aynı
zamanda “Büyük lokma ye, büyük laf etme” diyen atasözümüzü de
hatırlıyoruz.
Aydın Doğan denilen şahsın kanatları altındaki Taha Akyol,
Vatan'daki o röportajda şunları da söylemişti: “Başkanlık sistemi
sağcı liderlerin romantizmidir. Bu romantizm, evvela Türkeş'te
vardı. Sonra, Özal ve Demirel devam ettirdi. Şimdi de Erdoğan
sürdürüyor. Ancak, gerçekleşmez!”
Mister Akyol, 16 Nisan'daki hayal kırıklığının ardından
Hürriyet'teki köşesinde yüzde 51.41'lik sonuca “kulp takmaya”
çabalarken; yedi sene önce sarf ettiği “o büyük lafları” nedense
hatırlamıyor!
Sütununu Batılı tezlerin dublajını yapmaya ayarlamış olan Taha
Akyol “Toplumun yarısının kabul ettiği köklü bir sistem
değişikliğinin dış itibara da ihtiyacı olduğunu” öne sürüyor…
Oysa, Türkiye'nin “böylesi bir itibara” ihtiyacı yoktur.
Onun “dış itibar” dediği; Terörizm'in Mühendisi olan Batı'ya
eklemlenmektir. Onlar tarafından onaylanmaktır.
Batılı devletlerin dikte ettiği politikaları uygulamak, onların
yörüngesine girmek, dahası onlara teslim olmaktır!
En başta ABD ve İsrail olmak üzere, Batı Cephesi'nin iyi hal kâğıdı
yoktur. Hiçbir zaman da olmamıştır.
Demokrasi; Batı Kulübü için bir sihirbazlık gösterisinden,
gözbağcılıktan ibarettir.