Referanduma giden yolda evet mi hayır mı tartışmasının “Evet”ten yana ve “Hayır”cılığa karşı şiddetle sarmalandığı ortamda hayli can sıkıcı ve ürkütücü olaylardan geçilmiyor. Bu çerçevede irili-ufaklı bir dolu saldırı haberi arasında ikisi, daha özel bir şekilde dikkatimi çekti dünkü gazetelerde.
Aralarında “ilinti” var mı, ilk başta yok gibi gözüküyor, ama yine de biraz kurcalayalım ve tartışmaya açalım bakalım!..
Bir tanesi İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden… 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle stand açan öğrencilere 10 kişilik bir grup saldırmış. Yumruk, tekme ve “tekbir”ler eşliğinde kadın öğrencileri darp etmişler ve birinin kaşı patlamış. Bıçak da dolaşıyormuş “Allahü ekber” çekerek saldıranlardan birinin elinde.
Tabii Kadınlar Günü’nü kutlayanların, üzerinde “Tüm
Kadınların 8 Mart’ı Hayırlı Olsun” yazılı pankart açması
anlamlı ve saldırıyı anlamlandırma yolunda da ipucu
veriyor. “Güruh”un iştahını en çok “Hayırlı
Olsun” ifadesinin kabartıp “Kadınlar”ı ve “8 Mart”ı
da bunun yanına katık ederek azgınlaştıklarını düşünmek
mümkün…
Diğer tarafta Mersin’in Silifke ilçesinde MHP’li iki muhalif
milletvekili Ümit
Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu’nun
konuşma yapmak için bulundukları salon, 100
kişilik Bahçeli taraftarlarınca
basılmış. “Hareketin lideri,
Devlet Bahçeli” şeklinde slogan atan grup, salondaki
masaları ve kürsüyü devirmiş ve büyük bir arbede yaşanmasına yol
açmış.
Saldırı sonrası konuşma yapan Özdağ, “Her yerde önümüze değişik engeller çıkıyor. (…) Çünkü amacımız, Türk milletine dayatılmaya çalışılan bir bölünmeve diktatörlük anayasasına hayır demek” sözleriyle değerlendirmiş olayı. Halaçoğlu daha da hoş bir “metaforik” değerlendirme yapmış: “Size soruyorum, elimde gördüğünüz bu pet şişe sürahi midir? İşte akıllı insan bunu [pet şişe] söyler. Ben elimdeki şişeyi saklıyorum ve size diyorum ki ben gördüğüm için siz [sürahi] kabul edin, ona ne dersiniz, hayır.”
Bilgi Üniversitesi’nde Kadınlar Günü’nü kutlayanlara saldıranların “Milliyetçi Düşünce Kulübü” adlı öğrenci topluluğuyla “iltisak” içinde olduğuna dair güçlü emareler de mevcut. Öte yandan, Bilgi’de saldırıya uğrayan 8 Mart’çılarla aynı kaderi paylaşan Ümit Özdağ da “Biz bu engelleri Türk milliyetçisine yakışır şekilde aşarak yolumuza devam ediyoruz” demekte.
“Milliyetçilik” adına tam mânâsıyla sapla samanın karıştığı, adeta “Atın önünde et, itin önünde ot” diye tabir edilebilecek bir durum değil mi?! Bir tarafta “8 Mart Hayır’lı olsun” diyenlere milliyetçi saldırı… Diğer tarafta milliyetçilere, “Hayır”cı oldukları için saldırı.
Ne iş bu böyle diye düşünürken zihnimde Gezi olaylarının
atmosferi canlandı.
Dinbaz-totaliteryanizmin art arda gelen hamlelerine karşı ilk
kitlesel tepki ya da çığlık denilebilecek o olaylar sırasında da
kimleri bir arada görmemiştik ki?.. Atatürkçüler, ulusalcılar,
sosyalistler, ülkücüler, HDP’liler!..