“AKP Türkiyesi”nde dinin ne hallere düşürüldüğüne dair hiçbir
örnek, dünkü Cumhuriyet’in eğitim sayfasındaki tablo kadar çarpıcı
olamaz!..
Sayfanın alt yarısı iktidarın eğitimi dinselleştirme
yahut “muktedir” ağzıyla söylenecek olursa dindar nesil
yetiştirme ameliyesinin doludizgin yol aldığını işaret eden
gelişmelere ayrılmış. Yeni dönem öğretmen atamaları için belirlenen
branşlara göre kontenjan sıralamasında din kültürü ve ahlâk
bilgisi, 3 bin 819 rakamı ile ilk üçte. Matematik, fen bilimleri,
Türkçe gibi branşlarda ise rakamlar oldukça“tasarruflu”.
Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir
de “aslan payı”nı yine din kültürü ve ahlâk bilgisi
öğretmenlerinin kaptığını söylüyor ve fizik branşında 512, kimyada
587, güzel sanatlarda 568, müzikte 700 kontenjan veren MEB’in
birtakım “bilinçli”planlamalarla din kültürü ve ahlâk bilgisi
alanında öğretmen açığı varmış gibi gösterdiğini ileri sürüyor.
Bunun, eğitimi dinselleştirmenin açık göstergesi olduğunu da
ekliyor.
Siyasi iktidar sahiplerinin bu uygulamasına toplum ne karşılık
veriyor peki? Habire giderek muhafazakârlaştığı söylenen Türkiye
toplumunun nabzına göre verilen“şerbet” mi acaba bu mebzul
miktardaki din öğretmeni kontenjanı?..
Bunun cevabını sayfanın üst yarısındaki haberden
öğreniyoruz: “İmam hatipler dolmuyor” başlığı altında
Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) ikinci nakil sonrası
İstanbul’daki okullarda boş kalan kontenjanların mebzul miktarının
ise imam hatip liselerinde (İHL) olduğu kaydedilmekte.
Haberde yer alan tablo, sayfanın alt yarısında okuduklarımıza tam
anlamıyla zıt bir durumu, toplumsal gerçek olarak karşımıza
çıkarıyor. İstanbul’da İHL’lerde 7 bin 800 boş kontenjan söz
konusuyken MEB’in öğretmen atamalarında kesenin ağzını kısıtlı mı
kısıtlı açtığı fen bilimleri, Türkçe gibi branşlardan beslenen fen
ve sosyal bilimler liselerinde kontenjan açığı 2 (yazıyla, iki!)...
Ankara ve İzmir’de ise bu liselerde hiç boş kontenjan
kalmamış.