Fenerbahçe’de başkanlık seçimi yaklaşırken
Ali Koç’un önüne “FETÖ defteri” açıldı.
Hafta sonu konuk olduğu televizyon programında bakın ne dedi
o:
“101 gerçek kişi BİMER’e FETÖ’cü
olduğumu, 3 Temmuz sürecini yönettiğimi yazmış.
Deli saçması diye hiç üzerinde durmadım. Sonra bazı
insanlar, Başkanımızın kapalı kapılar ardında bu
yönde konuşma yaptığını söyledi. O zaman ciddiye
almaya başladım. Başkanımız çıkıp ‘Ali, bizim
Ali’mizdir! 3 Temmuz’da dik durdu’ demeliydi, yapmadı. Bu
konuda kırgınım. Kimse beni ve ailemi terör örgütü
mensubu olarak gösteremez.”
Tablo şaşırtıcı mı, hayır. FETÖ, bu memlekette
iktidar arayışlarında her kapıyı açan bir “maymuncuk”
artık. Bir “yerli ve milli” McCarthyciliğin töhmet şablonu
o…
Sözlükte “McCarthyism” karşılığı
olarak, “1950-54 arası ABD’de senatör Joseph McCarthy
öncülüğünde yürütülen ve ne komünizmle ne de
Komünist Parti ile hiç alâkası olmayan bir dolu
insanın komünist diye suçlanıp kara listeye
alındığı, işinden edildiği kampanya”yı
buluyoruz.
Bizde de FETÖ suçlaması, giderek buna benzer
bir kampanyaya dönüşmüş durumda.
***
Ali Koç’un sözlerine Aziz
Yıldırım’ın cevabî sözleri gecikmedi. Yer yer
zehir zemberek, ama özü itibarıyla başkanlık açısından kendince
“Çoktan bitti bu iş” demeye getiren bir konuşma
yaptı o...
Elbette Yıldırım’ın sözlerinin ağırlık
merkezinde de FETÖ vardı ve o, 3 Temmuz sürecinde yaşananlar, yani
“FETÖ mağduriyeti” üzerinden adaylığının meşruiyetini
şöyle gerekçelendirdi:
“Fenerbahçe camiası 3 Temmuz
döneminde çok acı çekti. FETÖ, linç eder şekilde ele
geçirmeye çalıştı. Ben bir hesaplaşma yapacağım.
Biz yaşadık, bu kavgayı yapmamız lazım. Devlete
mahkeme açacağız gerekirse. Ben sırf bu hesabı
sormak için 3 yıl daha adayım, 3 yıldan sonra aday
değilim.”
Peki Ali Koç’un “FETÖ’cülüğü” ve
kendisinin “kapalı kapılar ardı”nda söyleyip
söylemedikleri bahsinde ne diyor Yıldırım?..
Hayli “ustalıklı” lâflar
ediyor!
Bir yandan, “Ali Koç için hiçbir
zaman FETÖ’cü demedim, Ali Koç ne FETÖ’cüdür, ne de
FETÖ ile ilgisi vardır” şeklinde konuşurken diğer
yandan bakın ne ekliyor: “FETÖ’nün yapamadığını size
yaptırmaya çalışıyorlar dikkat edin dedim. Ali Koç erken
aday oldu. FETÖ’nün istediği buydu. Ali Koç’un
haberi yok ama FETÖ bunu istiyordu.”
Yani Aziz Yıldırım diyor ki Ali Koç FETÖ’cü
değil ama istemeden FETÖ’ye hizmet etti.
Böylece “çanlar kimin için çalıyor”,
anlıyoruz!..
***
Ali Koç endişelenmesin. Bu iktidar onun
FETÖ’cü olmadığını bilir, ama onun başkan olmasını da tercih etmez
Fenerbahçe’ye…
Çünkü Koç Grubu öyle ya da böyle Gezi sürecinde
bir duruş sergiledi ve bu, iktidar nezdinde bir algı oluşturdu. Bu
algıyı, yani (FETÖ’cülük değil) “GEZİ’cilik” algısını, o
günden bugüne “telafi” yolunda ne yapılırsa yapılsın,
değiştirmek kolay değil. İktidar, unutmaz!..
Ayrıca Fenerbahçe’nin “Gezi
karnesi” de iktidar sahipleri açısından uyku
kaçırıcı.
Çünkü “Ali İsmail
Korkmaz, Fenerbahçe
yıkılmaz”!..
Bunları bir araya getirdiğinizde kanımca Ali
Koç’un başkanlık şansı “siyaseten” de pek yok.
***