Özdemir Asaf’ın şu
unutulmaz dizeleri çoğumuzun malûmu olsa
gerek:
“Her insanın bir öyküsü
vardır Ama her insanın bir şiiri
yoktur”…
***
93 yıllık bu gazetenin özgürlük ve demokrasi
yolunda inanç ve inat dolu bir mücadeleyle yoğrulmuş öyküsünün
artık “şiir”e dönüşeceği gündür
bugün!
Cumhuriyet’in şiirinin yazılmaya başlanacağı
gündür bugün!
Dokuz aydır ne akıl ne de vicdan kaldırır
şekilde esarete mahkûm edildikten sonra nihayet hâkim karşısına
çıkacak arkadaşlarımızın;
Kanatlarını karanlığa vuran kuşlarcasına
seslerini yükseltecekleri;
Savunma falan yapmak değil, şiir olup
akacakları gündür bugün!..
***
Bugün ve bu hafta, hepimiz tam tekmil,
Çağlayan Adliyesi’ndeyiz!
Aklımız, kalbimiz, tüm varlığımızla
Cumhuriyet’e yönelik “operasyon”un en ağır bedelini ödeyen
yoldaşlarımızın yanında mahkeme salonu ve
koridorlarındayız!
Sadece bu gazetenin her sabah Türkiye’nin
ufkuna doğmasına emek veren bizler
değil;
Bize desteği, düşünce ve haber özgürlüğünün
olmazsa olmazı sayan yerli-yabancı basın kuruluşları, sivil toplum
örgütleri ve elbette okurlarımızla
birlikte;
“Türkiye ve Dünya” olarak ayakta,
dimdik, Çağlayan’dayız!..
***
Bu dava, Cumhuriyet gazetesini susturma,
sindirme, çökertme operasyonundan ibaretti. Dokuz ay boyunca
ağırlık ve yoğunluğu hiç azalmaksızın da sürdü
gitti.
Haksızlığa karşı, hukuksuzluğa karşı,
adaletsizliğe karşı, otoriterliğe-totaliterliğe karşı, zulüm ve
zorbalıkla hemhal dinbazlığa karşı yükselen sesimizi kısma
operasyonuydu bu…
Cumhuriyet’i manen ve maddeten bitirmek
istediler.