2012’de kaybettiğimiz Britanyalı Marksist tarihçi Eric Hobsbawm’ın bir diğer tarihçi Terence Ranger’la birlikte hazırladıkları çığır açıcı derleme kitap (“The Invention of Tradition”, 1983), milliyetçilik ve milli devlet sorunsalına ilişkin tartışmalarda hayli işlerliğe sokulan “gelenek icadı” kavramını sosyal bilim literatürüne hediye etmiştir. Uzun uzadıya aktarma imkânımız yok. Kestirmeden ifade etmek gerekirse, her “millet” aslında modern zamanların bir fenomeni olmakla birlikte, bir bakıma “geçmişin manipülasyonu” demek olan “gelenek icadı”yla tarihselleşir iddiasında bulunmaktadır Hobsbawm ve Ranger. Dolayısıyla icat edilmiş gelenekler, yeni bir duruma, eski ve tarihî durumlara göndermede bulunularak getirilmiş karşılıklardır. Aslında modern bir ürün olan milli devlet, bunun tam aksi istikamette, yeni değil çok eski (“kadim”) olduğunu iddia eder. Bu iddiayı temellendirme yolunda da tarihi, kendisini var eden “çimento” olarak kullanır. Tabii ki burada bir seçicilik de söz konusudur. Milli devletin kurulmasına ön ayak olup milleti de tasarımlayan irade, kendisince seçilen, görünür kılınan, öne çıkartılan ve popülerleştirilen unsurlar, olaylar, ögeler, simgeler üzerinden bir tarih inşası gerçekleştirir.