Önceki gün Hürriyet’in Kelebek ekindeki
yazısında Cengiz Semercioğlu gayet güzel
yakalamış: Yılbaşına sayılı günler kaldı, ortada ne Noel Baba
balonu patlatan var, ne de elinde satır, Noel Babayı sünnet etmeye
kalkışan…
Hatırlayın, geçen sene kafasına silah dayayıp
sonra tekme tokat bir AVM önünde haşatını da çıkarmışlardı Noel
Baba’nın (endişelenmeyin, tabii ki “şov”
kabilinden!).
Aynı doğrultuda ben de şu aralar bir boşluk
hissetmekteyim! Her yılbaşı öncesi, kendimce kutlamanın bir parçası
haline getirdiğim bir şeyin eksikliğini duyuyorum.
Diyanet’in “yılbaşı
fetvası”na bir karşı-yazının!..
***
Malûm, yıllardır Diyanet İşleri Başkanlığı
sokaktaki bir kısım zavallıyı da kışkırtırcasına, onların zorbalık
düğmesine basarcasına, Noel’le “iltisak” (bitişme) içine
sokarak “Yılbaşı kutlamak haramdır” diye fetva vermeyi de,
hutbe yayımlamayı da âdet haline getirmişti.
E, bizim için de her yıl aynı klişe cümlelerle,
“Yılbaşı Noel değildir, biz İsa
Aleyhisselam’ın (‘sözde’) doğum gününü
kutlamıyoruz” diye yazmak âdetten olmuştu.
Bakıyorum, son beş senedir her yılbaşı yazmışım
böyle bir yazı; adeta bir “karşıfetva”
niyetine!..
Hatta önceki başkana uzun uzun mektup bile
döktürmüşüz (kitabıma da aldım onu; bkz. “Parti Cemaat
Tarikat: 2000’ler Türkiye’sinin Dinbaz-Politik
Seyir Defteri”, Can Yayınları, 2017).
***
Ama işte hayrolsun ki bu yıl Diyanet’ten şu
ana kadar bir hareket yok. Umarım biz de akıllarına düşürmeyiz
fetvayı bu yazıyla!..
Aynı paralelde, ortalıkta Noel Baba’yı hacamat
etme gösterisi yapan çakma cihatçılar da yok.
Cengiz bunu açıklarken bir hayli kötümser.
Diyor ki amaca ulaşıldı. Senelerdir her yılbaşında insanlara
eşdost, hısım-akraba beraberce neşeli, mutlu ve geleceğe umutlu bir
geceyi çok görenler amaca ulaştı, yeni yıl heyecanı azaldı, ışıksız
ve karanlık yılbaşılar yolumuza karşıcı oldu.
Haksız sayılmaz. Yalnız bu açıdan bakınca en
önemli etken olarak geçen seneki Reina katliamını da kaydetmek
gerekir.
Ve belki Diyanet’in bu yılbaşı sessizliğini de
bununla açıklamak söz konusu olabilir.
***