Diyanet, temaşa sanatından acı-tatlı örnekler vermeye devam ediyor. Halkımız neredeyse aynen Güzin Abla’ya, Haydar Dümen’e gazete sayfalarında yıllarca sorduğu soruları şimdi Din İşleri Yüksek Kurulu (DİYK) Dinî Bilgilendirme Platformu’na yönelttiği için oluyor bu…
Türkiye’nin seküler zemini, Kurum’un en tepe noktasındakilerin marifetiyle alabildiğine aşındırılıp hayatın tanziminde din tek ölçü yapılmaya çalışıldıkça, kimsenin şüphesi olmasın, bundan en büyük zararı din görecektir. Diyanet açısından da yer yer hazin, yer yer komik, yer yer de vahim durumlara düşülmesi işten bile olmayacaktır.
Çünkü şu zamanda hayatı dine göre düzenlemek, mızrağı çuvala sığdırmaya benzer bir sonuç doğurmaktan öteye gitmez.
DİYK, önceki günlerde “Nişanlıların rahat görüşebilmek için nikâh kıymaları uygun mudur” sorusuna karşılık olarak ve belli ki esas itibarıyla dindar-muhafazakâr camia içerisindeki gençlere yönelik şu bildirimiyle gündeme geldi:
“Bu dönemde nişanlıların mahremiyet ölçülerini gözetmek kaydıyla birbirlerini daha yakından tanımak amacıyla görüşüp konuşmalarında bir sakınca yoktur. Fakat nişanlıların flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, el ele tutuşmaları ve benzeri İslâm’ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir.”