Bakmayın siz yandaş medyada Abdülkadir Selvi hakkında Hürriyet’e geçti diye atılıp tutulanlara…
Ne de ayrıldığı “Havuz”da hâlâ yüzmeye devam edenlerin ona saldırılarını bahane ederek aralarına giren bu yeni isme kendileri açısından meşruluk kazandırmaya uğraşan Hürriyet kalem erbabına…
AKP’nin en büyük başarısı, Hürriyet’tir.
***
Çünkü bu dinbaz-faşizan iktidarın hasımlarına karşı verdiği
mücadelede en “rafine” sonuç alışı, Hürriyet ve Doğan Medya
mecrasında gerçekleşti.
AKP’nin hasımlarına karşı verdiği mücadele esas itibarıyla tahripkâr, yıkıcı ve “yok edici” nitelikte seyretmiştir. Bunun en bariz örneği, “Cemaat” medyasının başına gelenler. Bakın ortada ne televizyonlar kaldı, ne de gazeteler…
Bunun dışında mesela İMC’nin, üstelik “maddeten” yani ekonomik olarak çok daha küçük ölçekli bir kuruluş olmasına rağmen (ama elbette “manevi” yani fikrî-ideolojik etki gücü itibarıyla hayli rahatsız edici olduğu için) başına gelenleri hatırlayın.
Ha keza Cumhuriyet’in başına gelenleri ve gelmeye devam etmesi kuvvetle muhtemel olanları…
***
Ancak tabii bu sıralanan kurum ve kuruluşların başına gelenler,
onların sonuna kadar teslim olmamalarıyla ve olmayacaklarıyla
bağlantılı.
Hürriyet’i de herkese yaptıkları gibi terör, PKK, DHKP-C, FETÖ gibi “öcü”lerle dehşete düşürdüler.
Bunları diline dolamış yandaş tezviratlarıyla neredeyse “Dun Ganga Dun Ganga” diyerekten kâbuslara gark eylediler.
Güruhları kapısının önüne yığıp cam çerçeve indirtip korkuttular.
Tabii bir de tepede “Demokles’in kılıcı” gibi tutulan mali soruşturmalar var.