Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği
Teşkilatı Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik ve
Girişimcilik Programı Sertifika Töreni’nde Suudi veliaht prensi
Muhammed bin Selman’ın önceki haftalarda gündeme
gelen “ılımlı İslam ülkesi olacağız” sözüne yanıt verdi.
Biliyorsunuz Veliaht Selman, Hong Kong menşeli çekici kadın-robot
Sophie’ye vatandaşlık vererek modern zamanlarda tüm dünyada fokur
fokur kaynattıkları Selefi-Vahhabi İslam’ın suyunu “ılıtma” yolunda
anlamlı bir adım da atmıştı!..
Biz, bakalım daha ne matraklıklar karşımıza çıkacak diye beklerken
Erdoğan devreye girdi ve ılımlı İslam’dan bahseden veliahda isim
vermeden ayar verdi:
“Bir konuyu yeniden köpürttüler: Ilımlı İslam. Bu ılımlı İslam
kelimesinin patenti Batı’ya ait. Bunu söyleyen kişi, kendine ait
olduğunu düşünüyor olabilir ama sana ait değil. İslam’ın ılımlısı
ılımsızı olmaz. İslam tektir. Kimse İslam’ı çeşitlendirme gayreti
içine giremez.”
Düne kadar ağızlardan “dostum, kardeşim” taltiflerinin düşmediği,
ama şimdi “Bunu söyleyen kişi” denilerek irtifa kaybına uğratılmış
Suudi prensi, “ılımlı İslam’ın patenti Batı’da olsa da biz cismini
sizden öğrendik” diyor mudur acaba?!
AKP yıllarca Batı’nın “ılımlı İslam” kavramlaştırmasının somut
karşılığı olarak dünyada ayırt edildi, kabul gördü, destek
buldu.
O dönemde Erdoğan başta olmak üzere AKP kadroları kendilerini
“siyaseten” dinle de, Müslümanlıkla da özdeştirmemeye dikkat
etmekteydiler.
Öyle ki Alman Hristiyan-demokratlardan hareketle kendilerine
“Müslüman demokrat” nitelemesi yapıldığında...