“Kösem”, “Hürrem”in çocuğudur!..
“Muhteşem Yüzyıl Kösem” (MYK), eğer dört yıl boyunca bu ülkede soluksuz izlenen, finali bile reytingin zirvesinde noktalanmış, belgeseli yapılıp müzesi açılmış“Muhteşem Yüzyıl”ın “Hürrem”i (Meryem Uzerli/Vahide Gördüm) olmasaydı yapılmazdı.
O yüzden bu yazı çerçevesinde MYK’yi değerlendirirken sık sık ona nispetle konuşup karşılaştırmaya gideceğim o diziyi de “Muhteşem Yüzyıl Hürrem” diye tanımlamayı tercih ediyorum.
Ayrıca bu, çok yersiz değil. Çünkü bu “kök” diziyi
büyüten, eşsizleştiren, unutulmazlaştıran, sanırım hemen herkes
kabul edecektir, başrol olarak Halit
Ergenç performansıyla
izlediğimiz Kanuni karakterinden çok,
onun entrikacı zevcesi Hürrem olmuştur. Rol, hem Meryem Uzerli’yi
bize kazandırdı, hem de onun performansıyla “Hürrem Sultan”ı
bir tarihsel şahsiyet olarak topluma kazandırdı.
Bu nedenle diziyi “Muhteşem Yüzyıl Hürrem” (MYH) olarak
tanımlamakta beis yok.
Evet, iki dizi arasındaki bağlantı ve sürekliliğe binaen mecazi
olarak diyebiliriz ki“Kösem”, “Hürrem”in çocuğudur. Ama
o, “anası”na çekmemiş!..
MYH ile kıyaslandığında MYK’de eksik olanların en
başında Meral Okay geliyor.
MYH, dizinin yayını sürerken vefat etmiş olsa bile son bölüme kadar
Okay’ın ruhunun hissedildiği bir diziydi.
MYK’de bu ruh yok. Belki sadece izlerken Meral Okay’ın hayaletinin ortalıkta dolaştığını hissediyor olabiliriz.