Tayfun Atay Cumhuriyet Gazetesi

‘Laik ama kutsal’ nerede kaldı?

“Türkiye’de din-modernite ilişkisinde yaşananlar da sekülerleşme tezini yeniden ele almak gerektiğine işaret etmektedir. Sekülerleşmeyi katı bir çerçevede algılamak yerine, seküler ve kutsal olanın...

03 Nisan 2017 | 213 okunma

“Türkiye’de din-modernite ilişkisinde yaşananlar da sekülerleşme tezini yeniden ele almak gerektiğine işaret etmektedir. Sekülerleşmeyi katı bir çerçevede algılamak yerine, seküler ve kutsal olanın kutuplaşmaya gitmek zorunda olmadan birbirlerini etkileyebileceklerini gösteren yeni bir paradigmaya ihtiyaç vardır.”

Yukarıdaki sözler, din psikolojisi alanındaki çalışmalarıyla bilinen ilahiyatçı dostum Prof. Dr. Ali Köse’ye ait. Sekülerleşme ve din ilişkisinin modern Batı’daki seyrine eleştirel çerçevede ışık tutan bazı sosyolog ve din bilimcilerin Türkçeye çevrilmiş yazılarını derleyerek hazırladığı kitabında kendi kaleme aldığı yazısından… Söyledikleri önemli, ama kitabın başlığı daha da çarpıcı ve düşündürücü: “Laik Ama Kutsal” (Etkileşim Yayınları, İstanbul, 2006).

Ali’nin kitabı bize sunarken hareket noktası, hiç kuşkusuz öncelikle modern aklın pozitivist itkiyle öne sürdüğü “sekülerleşme” teziyle hesaplaşma. Modernleşme yolunda hız kazanıldıkça dinin siyasetten öte toplumsal ve bireysel düzlemlerde de sönümleneceğini öne süren bu tezin, “kutsal”ın gümbür gümbür geri dönüşünün tescillendiği postmodern zamanlarda geçersizliği, kitabın ağırlık merkezlerinden biri…

Ancak Ali, “kutsal”ın zaferiyle kendinden geçmeye meyyal kesimlere de “Bir dakika!” diyerek önemli bir sınır çizgisi çekiyor. Sekülerleşme tezi ile sekülerleşme “olgusu” arasında bir sınır çizgisi bu. Yani, evet, sekülerleşme süreci kutsalı hayatın içinde berhava etmedi, ama kutsal da sekülerleşmeyi bir olgu, bir yaşamsal eğilim, tercih ve talep olarak ortadan kaldıramadı.
Aksine seküler ve kutsal, hayatın içinde birbirinden etkilenerek, beslenerek, hatta melezleşerek yol almaktalar. Ve orta yerde söz konusu olan, dinselliğin sekülerleşmesi olduğu kadar, sekülerliğin de dini içselleştirmesi… Tekrar Ali’ye bırakalım sözü:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kalacak bir türkü söyler gideriz 10 Eylül 2018 | 3.904 Okunma Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın! 05 Eylül 2018 | 3.542 Okunma Betona tapanların mabedi yapıldı 03 Eylül 2018 | 3.675 Okunma Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri 20 Ağustos 2018 | 156 Okunma ‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu! 15 Ağustos 2018 | 2.575 Okunma