Sadiq Khan, “Londra’da bir Müslüman” olmaktan “Londralı bir Müslüman” olmaya geçebildiği için bugün şehrin emanetini hemşerilerinden alabilmiştir
Londra belediye başkanlığına Pakistan kökenli Müslüman Britanya
vatandaşı Sadiq Khan’ın seçilmiş olmasına çok şaşırmadım. Ne de
İşçi Partisi’nden adaylıkla böyle bir durumun ortaya çıkmasını
yadırgadım.
Aksine, böyle bir sonucun Muhafazakâr Parti saflarından bir adayla
gerçekleşmesi, elbette imkânsız denemez, ama benim için daha çok
yadırgamaya yol açan bir durum olurdu.
Britanya’daki göçmen ve göçmen- kökenli Müslümanların hem temsil,
hem de tercih itibarıyla kendilerini İşçi Partisi ile bağlantılı
konumlandırdıklarını, 1980’lerin sonu ve 90’ların başında o
ülkedeyken pek çok vesileyle gözlemleme imkânı buldum. Üstelik
Kıbrıs, Türkiye, Hint Altkıtası, Afrika, Güneydoğu Asya ve daha pek
çok diyardan göçmen Müslümanın ve de sonradan Müslüman olmuş nice
Batılı “mühtedi”nin bünyesinde yer aldığı bir Nakşibendi tarikat
çevresi üzerine Londra’da araştırma yaparken...
Söz konusu çevrenin lideri Kıbrıslı Şeyh Nazım, takipçilerine
Muhafazakâr Parti’ye oy verme telkin ve tavsiyesinde bulunsa ve
müritlerin bir kısmı da bu yönde hareket ettiklerini söylese bile,
en çok tartışılan konulardan biri, ülkedeki Müslüman azınlığın
tercihinin daha çok “Labour”dan yana olmasıydı.
Böyleydi, çünkü ucuz işgücü deposu demek olan göçmen nüfusa hitap
ederek İngiliz orta sınıf muhafazakârlığının rahatsız edici
(“irrite”) bakışları karşısında Müslümanların daha çok güvenini
kazanan, İşçi Partisi’ydi. O, dış göçe daha esnek yaklaşarak,
entegrasyon ve çokkültürcülüğü siyasi strateji kılarak solun asli
referansının “insan” olduğunu da örneklediği, bunda inandırıcı ve
ikna edici olabildiği noktada Müslüman göçmenleri
kucaklayabilmiştir.
Britanya’da sadece solun değil, sosyalistlerin de İslâm karşısında
öne çıkan tavrı buydu. Ekonomik yoksulluk ve kültürel yoksunluk
eşliğinde ötekileştirilen Müslümanlar da bu tavrın karşılığını
vermiştir denilebilir. (Tabii tabloda bir kusur olarak “11 Eylül”ün
ardından ABD’ye Irak ve Afganistan işgallerinde destek veren Tony
Blair’in iktidar dönemi var, ama bu da Liberal Parti’ye bir miktar
yönelim yaratmakla birlikte Müslümanların İşçi Partisi’nden mutlak
kopuşuna yol açmamıştır.)