Yağmur İper, 12 yaşında.
“Büyüyünce ne olacaksın” sorusuna, “İnsan
olacağım” cevabı vermesiyle mâruf…
“Mâruf” gibi zor, hele gençler için
“demir leblebi” cinsinden bir sözcüğü bilerek
kullanıyorum. Çünkü “mâruf”, “belli, bilinen,
tanınan” yanı sıra “güzel”, “iyi”,
“iyilik” anlamları da taşıyan bir sözcük!..
“Büyüyünce insan olacağım” diyecek kaç
kız çocuğumuz kalmıştır bugün bu ülkede, düşünün!
Bir de acaba “Hülya Avşar
olacağım”, “Hadise olacağım”,
hatta (cinsiyet hiç fark etmez!) “Acun Ilıcalı
olacağım”, nihayet “Survivor olacağım”
diyebilecek kaç “10 yüz bin milyon” tane kızımız vardır, onu da bir
düşünün!..
***
Görsel kitle kültürünün, tele-dijital
medyanın “meşhurluk” arzu ve arayışını hayatın içinde
herkes için bir norm haline getirdiği, küçücük çocukların bile
“Büyüyünce ne olacaksın” sorusuna “Meşhur olucam”
cevabı vermeye yönlendiği bir çağdayız.
Adını “Meşhuriyet Çağı” koyuyoruz
bunun…
Zaten, bir müzik programı indirirken cep
telefonu otomatik olarak ByLock’a yönlendirildiği için korkunç bir
traji-komediyi Silivri’de 211 gündür devam eden tutuklulukla
yaşayan arkadaşımız, gazetemizin muhasebe servisi çalışanı
Emre İper’in kızı Yağmur’u köşemizde ilk gündeme
getirmemiz de bu “çağ yangını” ile
bağlantılıydı.
Babası Emre, doğum gününde yanında olmadığı
kızı için bir kutlama mektubu yazmış, biz de Yağmur’u
tanımıştık.
Yağmur, bu ülkede adeta “Görünüyorum,
o halde varım” ilkesiyle hayatına yön veren “Z
kuşağı”ndandı, ama “Düşünüyorum, o halde
varım” diyerek büyümüş bir kuşağın mirasına sahip çıkarcasına
büyüyünce “İnsan” olmak istediğini
söylüyordu!..
***
Günümüzde görsel kitle kültürünün
biçimlediği insanlığımızın içerisinde çocukluk da bir
“endüstri”ye dönüştürülerek kaşla göz arasında
geçiştiriliyor. Çocuklarımız erkenden yetişkinleşmiş hale
geliyor.
Ergenliğin henüz başındaki kız ve erkek
çocuklarımızı popstarları model almış, “Rihanna”
ya da “Ricky Martin” kılığına girmiş, karşımızda
görüyoruz.
Daha geçen hafta 14 yaşında manken kılınmış kız
çocuğunun Çin’de bir defilede “aşırı iş yükü”ne
dayanamayıp hayatını kaybettiğini okumadık mı, okuduk!
Tüketime endeksli geç-kapitalizmin ve onun
“MESH (medya, eğlence, show) endüstrisi”nin
öğütücü çarkında bir an önce büyüyüp “meşhur olmak”
isteyen “yetişkinleştirilmiş” çocuklarımız var.
***