“O Ses Türkiye-2017”nin finali, Dodan Özer’in şampiyonluğu ile
noktalandı. Böylece 6 yıldır bir türlü üstesinden gelinememiş
“sorun” da çözülmüş oldu! Bu, Hadise’nin takımından bir
yarışmacının nihayet şampiyonluk ipini göğüslemesi…
Kendi takımından üç isimle 6 kişinin yarıştığı finale çıkan Hadise,
(Athena) Gökhan ve Hakan kardeşlerin takımından Resul Aydemir’le
birlikte son ikiye kalan yarışmacısı Dodan’la sevinen isim oldu.
Böylece de şeytanın bacağını kırdı!..
Bunlar Acun Ilıcalı “realite-yarışma”sının bu yılki finali üzerine
popüler-magazinel medyaya haber olarak yansıyan ana başlıklar.
Ama finale dair bir başka nokta var ki esas o ilgimi çekti
benim; daha doğrusu “çarptı” beni…
Dodan bize, “Haydar Haydar//Haydar Haydar//Haydar Haydar//Haydar,
Dost” diye seslenerek; böylece etkilediği insanlardan aldığı
oylarla bu başarıyı yakaladı.
Yahu, bu muhteşem türkünün şampiyonluk çorbasında hiç mi tuzu
yoktur da onu bir gıdım zikretmezsiniz, bre hayırsızlar!..
Telafi edelim bu ayıbı!..
***
Alevi-Bektaşi kültürünün, sanatının, müziğinin en önemli köşe
taşlarından biri olan bu eseri (“Haydar Haydar – On Dört Bin Yıl
Gezdim”) Âşık Sıdkî Baba üzerinden, coğrafyamızın yakın dönem
unutulmaz ozan ve saz ustası Ali Ekber Çiçek’e borçluyuz.
Soyu Hacı Bektaş-ı Velî’nin Anadolu’ya geldikten sonra intisap
ettiği Vefâîlik tarikatının bu topraklardaki öncü ismi Dede
Ğarkın’a (13. yüzyıl) kadar dayandırılan ve asıl adı Zeynel Abidin
olan Sıdkî Baba (1865-1925), önceleri “Pervane” mahlaslı deyişler
okuyan bir âşıktır. Doğum yeri Tarsus’un Yenice köyünden
Sulucakaraöyük’teki Hacı Bektaş dergâhına 12 yaşında yol tutar.
Yeni mahlası “Sıdkî”yi de dergâhın postnişini Cemaleddin Efendi,
kendisine uzun yıllar süren içten bağlılığı sonucu vermiştir
ona...