Kardeş katli hiç kuşkusuz istenmedik, ama ne yazık ki insanlık
tarihinin başlangıcına kadar izi sürülebilecek çok eski bir gerçek.
Öyle olmasa üç semavi dinin kutsal kitaplarında da “ilk
cinayet”olarak karşımıza çıkmazdı o… Tevrat’ta da, İncil’de de,
Kuran’da da kaydedilir: Âdem Peygamber’in iki oğlu, Tevrat ve
İncil’de ismen de belirtildikleri üzere Habil ve Kabil, Tanrı’nın
kendilerine teveccühü noktasında sorun yaşarlar. Daha doğrusu,
çiftçi olan Kabil, çoban olan kardeşi Habil’in Tanrı’ya sunusunun
kabul edilip kendi sunusunun kabul edilmemesini hazmedemez.
Sonrasını Tevrat’tan okuyalım:
“Ve Kain çok öfkelendi ve çehresini astı. Ve Rab, Kain’e dedi:
Niçin öfkelendin ve niçin çehreni astın? Eğer iyi davranırsan, o
yükseltilmeyecek mi? Ve eğer iyi davranmazsan, günah kapıda ve
pusuya yatmıştır; ve onun istediği sensin; fakat sen ona üstün ol”
(Tekvin, Bap 4: 6-7).
Lâkin Kabil, günaha üstün olamaz ve (bu defa Kuran’dan devam
edelim) kardeşine“And olsun seni öldüreceğim” der;
Allah’tan korkmayıp nefsine uyar ve kardeşini öldürerek zarara
uğrayanlardan olur (Mâide: 27-30).
Kabil, Allah’ın tercihi karşısında suratını asmış ve
Hakk’ın “seçim”ini reddetmiştir.“Sonuç”u kabullenmeyip kardeş
katli gerçekleştirmiştir.