Başbakan Binali Yıldırım’ın yüzünü Allah hep güldürsün!..
Çünkü o, bizim yüzümüzü hep güldürdü ve güldürmeye de devam ediyor.
Yıldırım, 2000’ler Türkiye’sinin gidişatına genelde trajik bir damga vuran siyasal dinbazlığın yer yer komedi formatında da karşımızda belirmesini mümkün kılan bir şahsiyet olarak ayırt edilebilir.
Onun “15 Temmuz” dehşetini açıklama yolunda sarf ettiği ve siyasal tarihimizin belki de en kâbus hadisesinden bile adeta mizah türettiği sözünü unutmak mümkün mü?!
Biz, darbeden öte “Dâbbe” demiştik yaşanan/ yaşatılan dehşeti açıklamak için… O ise “Yahu kasmayın bu kadar” dercesine nasıl “veciz” yorumlamıştı olan biteni, hatırlayın:
“Cuntacılar conta yakmıştır.”
***
Sayın Başbakan önceki gün de benzer şekilde temaşa sanatından bir başka eşsiz örnek verircesine yüzümüzü güldüren bir lâf etti.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’nin parti tüzüğüne eklenen “Rabia” işaretine yönelik eleştirisini yanıtlarken, “Dörtleme”nin sırasını “yine” tutturamaması vesile oldu buna.
“Yine” diyoruz, çünkü kendisi de teslim ediyor ki sıralamayı bir türlü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sular seller gibi döktürdüğü şekilde doğru zikredemiyor.
Bu çerçevede şöyle esprili bir dille yakınmış bu beceri eksikliğinden:
“Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan… Yine sıralamayı karıştırdım! Cumhurbaşkanımız sürekli bana diyor, ‘Şunun hâlâ sıralamasını doğru yapamadın’. Kafaya, hafızaya bir kere yanlış kaydoldu. Şimdi doğrusunusöyleyelim: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. MB, Merkez Bankası; VD, Vergi Dairesi.”