Survivor’un televizyon endüstrisi bünyesinde bir şov olmaktan
öte başlı başına bir “endüstri” haline geldiğini ileri
sürmek abartı sayılmaz. Geçen yıllarda haftanın 5 günü izliyorduk.
Bu sezon, bunun da ötesine geçilmesi kuvvetle muhtemel. Çünkü hem
oyuncu sayısı arttı, hem de eklenen yeniliklerle
programın çerçevesi iyice genişledi.
Ayrıca TV 8, gün içerisinde sabah kuşağındaki magazin programı “Aramızda Kalmasın”ı da Survivor’a endeksli bir yeni düzenlemeye oturtmuş görünüyor. Onun ardından da önceki yılların oyuncularının katılımlarıyla şovun hem perde arkasında olup bitenleri, hem de ekranda izlediklerimizin yorumlarını içeren “Survivor Panorama” yayına giriyor. Böylece günde yaklaşık 10 saat Survivor seyrine amade bir yayın söz konusu.
Üstelik daha işin başındayız. İlerleyen haftalarda bu dozun da artacağından kimsenin kuşkusu olmasın!..
Bu yıl, önceki sezonlarda sıklıkla üzerinde durduğumuz bir sorun
da aşılmış gibi...
Malûm, son birkaç sezondur hep vurguladığımız husus, Survivor’un
adeta “gözden düşmüş ünlüler için bir rehabilitasyon
ünitesi”ne dönüştüğüydü. Bunun yanı sıra, herkesçe tanınmamakla
birlikte kendi alanlarında büyük başarılara imza atmış bir dolu
ismin de “Ünlüler” kategorisinde yarışırken pek çok
oyunda madara olması, karizmayı çizdirmesi de söz konusuydu. Buna
bağlı olarak özellikle geçen sene artık
neredeyse “Ünlüler” ekibinin, “Gönüllüler”den pek de
farkı kalmadığı bir tablo karşımızdaydı. Hatta artık “Survivor
Ünlüler-Gönüllüler” kompozisyonuyla bu şovun daha fazla
gidemeyeceğini düşünür olmuştuk.