“Dünyayı telaşsız, rahat
Seyredebiliyorum artık.
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği,
Elimi sıkarken sapladığı bıçak.
Nafile artık kışkırtmıyor beni düşman
Geçtim putların ormanından
Baltalayarak
Ne de kolay yıkılıyorlardı.
Yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,
Çoğu katıksız çıktı çok şükür.
Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı,
Ne de böylesine hür.”
(Nazım Hikmet)
***
Bugün, okuru olduğunuz bu gazeteyi elinize alıp sayfalarına göz gezdirdiğinizde...
Yıllarca ekmeğini yedikleri, onunla varlık buldukları Cumhuriyet'e kahpelik etmiş “dost”ların sapladığı bıçaklara da tesadüf edeceksiniz.
Şaşırmayın sakın!..
***
Bugün, okuru olduğunuz bu gazeteyi elinize alıp sayfalarına göz gezdirdiğinizde...
“İyi-Doğru-Güzel İnsanlık” evreninde artık birer yıldıza dönüşmüş arkadaşlarımızın...
“Majestelerinin savcıları-hâkimleri” karşısında dimdik bir duruşla, çelik bir yürekle verdikleri ifadelerle putların ormanından nasıl baltalayarak geçtiklerini göreceksiniz.
Fark edin o ifadelerle putların ne de kolay yıkıldıklarını...
Ve düşmanın bizi kışkırtmasının nafileliğini!..
***
Bugün, okuru olduğunuz bu gazeteyi elinize alıp sayfalarına göz gezdirdiğinizde...
Iddia diye ortaya saçılmış zavallılık, bîçarelik, rezillik ve tarihsel-utanç vesikalarının satırları arasında da mutlaka dolaşın.
Sonra vurun mihenge yeniden inandığınız şeyleri...
Ve görün nasıl katıksız çıktığını onların...
“Çok şükür” demeyi de ihmal etmeden!..
***
Bugün, okuru olduğunuz bu gazeteyi elinize alıp sayfalarına göz gezdirdiğinizde...
Dinbaz bir totaliteryanizm, ülkenizi kana, ateşe, dehşete boğarken...
Yıllarca ortaklık kurup ne istediyseler verdiği;
Yıllarca beraber masaya oturup “Çözüm, çözüm!” diye etrafında dört döndüğü;
Yıllarca besleyip büyütüp sınırlarınızı onların yol geçen hanına çevirdiği;