Bu yazı, CHP
lideri Kemal
Kılıçdaroğlu tarafından başlatılıp
muazzam bir toplumsal destek ve katılımla günlerdir
sürdürülen “Adalet Yürüyüşü”nün
İstanbul Maltepe Meydanı’nda “Adalet
Mitingi” ile noktalanacağı tarihsel ânın
öncesinde yazılıyor. Sonrasında da gazetede yerini
alacak.
Dolayısıyla
kendisini “talihsiz” addeden
bir yazı bu!..
25 gündür “Hak, Hukuk,
Adalet” çığlıklarıyla çığ
olup “yekinip yürüyen toprak”misali
Ankara’dan İstanbul’a yol tutmuş kalabalıklar, seslerini (şimdilik)
son durak olan Maltepe’den Yeryüzü’ne duyururken bizim bu köşede
onların nabzını ânında tutma ve aktarma şansımız da, sıcağı
sıcağına değerlendirme yapma imkânımız da yok. Ertesi gün (yani
bugün) ise çok geç olacak!..
Bu çaresizliği aşmanın tek yolu, ne zamanla ne de mekânla
sınırlanan, Tanpınar’dan ilhamla
söylemek gerekirse “Yekpâre, geniş bir ânın
parçalanmaz akışı”na yegâne
karşılık olarak imdadımıza yetişebilecek şiire
sığınmak...
Bunu, memleketimizin en büyük
şairlerinden Hasan
Hüseyin Korkmazgil’in
en büyük şiiri saydığım “Kızılırmak”ın
beni en çok etkileyen bölümüyle yapacağım.
***
Hasan Hüseyin’in destan
şiiri “Kızılırmak” (1968),
betimleme ve öykülemeye dayalı, başı-sonu belli destan şiirlerden
farklı şekilde olayların, ilişkilerin yumak halinde örüldüğü hayli
dinamik, devingen ve tempolu bir yapıttır.
Unutulmaz “düşünce
şehidi”miz Bedreddin
Cömert Hoca’nın deyişiyle
o, “çok sesli, çokkollu bir
gürüldeyiş; yapısını sadece soluğuyla
kuran; kavgaları kavga gibi değil,
çizerse türkü türkü çizen; ince ince
akıp da nehir nehir olan çelik öfkeli
bir koşu”dur (B. Cömert, “Eleştiriye Beş
Kala”, 1981).
Tarihinin en korkunç hak-hukukadalet ihlallerini yaşayan Türkiye’de
bize bunları yaşatan iktidar karşısında toplumun tepkisini gürül
gürül dışa vurduğu “Adalet Yürüyüşü ve
Mitingi”ni selamlama yolunda, “nehir
nehir çelik öfkeli bir
koşu” olarak
yapılanmış “Kızılırmak” destanından
daha anlamlı ne olabilir ki!..