Milliyetçi anti-terör dizilerinden seyrimize en son sunulan Savaşçı’nın (Fox TV) bende bıraktığı en genel izlenim, AKP Türkiye’sini Kemalizm’le buluşturma çabası oldu.
Denilebilir ki dizi, 15 Temmuz’u bu buluşmayı sağlama yolunda
bir “milat” olarak değerlendirmekten, bu yönde “Allah’ın lütfu”
addetmekten yana olduğu hissi uyandıracak mahiyette bir açılış
yaptı.
Karşımıza büyük haksızlığa, iftiraya, itibarsızlaştırmaya uğramış
halde ama tevekkülle zindanda ömür tüketen, bir zamanların onurlu
ve şerefli kahraman subaylarıyla çıkıldı.
Elbette jenerikte not düşüldüğü üzere, dizimizin gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi olmayıp tüm aktarılanlar, karakterler, olaylar hayal mahsulüdür.
Ama yine elbette ki hayallerimiz, hayatın içinden çıkmaktadır ve öykümüzde çizilen karakterler de Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy vb. operasyonlara muhatap olmuş “Kemalist” askeri bürokrasiyi çığır çığır çığrıştırmaktadır!..
***
“15 Temmuz”, bu memleketin “gerçek” kahraman ordusunu temsil edenlere bir iadeiitibar vesilesi olarak değerlendirilmeli; Savaşçı’nın ana fikri bu…
Fakat “Rabbimiz de, milletimiz de bizi affetsin” diyerek kaybedilecek vakit de yoktur!
Çünkü tart edilmiş, tasfiye edilmiş, zindanlara istif edilmiş
kahraman bordo berelilerimizin çok büyük tehlikedeki vatanın
savunması için yeniden ve bir an önce karargâha yol tutması
gerekmektedir.
O yüzden “paralel-paralel” yürünen yollarda “Kemalist
mıntıka-temizliği” yapılırken süpürülmüş, ama şimdi ocağına düşülüp
göreve çağrılmış “Savaşçı”ya,“Hiç kimse size kusura bakmayın bile
demiycek, biliyosun di mi?” şeklinde seslenilir kurguda…