Bilinen en eski yılbaşı törenleri milattan önce 2’nci bin yılda Babil’de ortaya çıkar. Bu, Mart ayının sonlarında kutlanan ve 11 gün süren bahar bayramıdır ve yeni yılla aynı gün başlar. Belli ki bunun yolu bugün Nevruz’a kadar çıkmaktadır.
Roma’da da yılbaşı olarak ilkin baharın başlangıcı kabul edilen 25 Mart benimsenmiştir. Sonra milattan önce 153’te Roma senatosu yılbaşını 1 Ocak’a taşıdı. Görüldüğü gibi ortada henüz “İsa-Mesih” yoktur ve 1 Ocak, pagan Roma’da yılbaşı olarak karşımızdadır.
Hristiyanlık Roma’da hâkim olunca 1 Ocak’a “sulanmış” ve Katolisizm onu İsa’nın sünnet gününe dönüştürmüştür. Bizim din antropolojisinde “senkretizm” dediğimiz eylemdir bu: Bir yerde yürürlükteki inanç, âdet, gelenek ya da anlayışı alırsınız, onu kendi hâkim kılmak istediğinizle bağdaştırarak (“senkretize” ederek) içselleştirmiş olursunuz. Tıpkı bu topraklarda Hrıstiyan Aya Yorgi kültünün, “Hızır-İlyas”la; Aziz Charalambos’un da Hacı Bektaş’la bağdaştırılması gibi…
Böyle bir diğer “bağdaştırma” da İsa’nın doğum günü diye kutlanan Noel’dir. O da pagan Roma’da tarım tanrısı Saturnus ve bir dönem Roma’yı neredeyse ele geçirecek noktaya gelmiş Doğu kökenli Mitraizm inancının tanrısı Mitra’nın doğum günü kutlamalarını Hristiyanlığa “özümseme” yolunda senkretik bir taktiğin sonucudur; Mitra’nın değil Mesih’in doğum günü olarak takdim ve takdis edilmiştir.
Buna benzer şekilde Müslümanlar da (sık sık değindiğimiz üzere) etkileşime girdikleri Hristiyanlığın “İsa Aleyhisselam”a yönelik bu “tazim” (yüceltme) gününden etkilenmiş ve “Muhammed Aleyhisselam” için Mevlid’i icat etmişlerdir.
Noel ile Yılbaşı hiçbir zaman ayniyet kazanmamıştır. Hristiyan Ortaçağ Avrupa’sı bu bakımdan gayet heterojen bir tablo sergiler. Yılbaşı İngiltere’de 25 Mart’ta, Fransa’da 22 Mart-25 Nisan arasına rastlayan Paskalya’da, İtalya’da 15 Aralık’ta, İber Yarımadası’nda 1 Ocak’ta kutlanırdı.