Ürettiği malı tüketiciye ulaştırmada güçlüklerle karşılaşan bir okuyucumun yazdıkları, üretici ve perakendeci zincirindeki sorunun büyüklüğünü gösteriyor.
Okuyucum Mehmet Sel’in mektubu, “Ben şimdi ne yapmalıyım?” diye başlıyor. Ve devam ediyor:
Üreterek kazanmaya çalışan bir girişimci olarak bu soruyu hem kendime hem de bu konuda bana yol gösterebileceklere soruyorum.
Üniversite mezunu 51 yaşında bir iş insanıyım. 2012 yılına kadar ülkemizin önde gelen gıda şirketlerinde üst düzey yönetici olarak görev yaptım.
Daha sonra yöneticilikten ayrılarak tecrübelerime, bilgi birikimime ve girişimcilik ruhuma güvenerek yeni bir yola çıktım.
Memleketimin ürünü olan zeytini en doğal ve en sağlıklı şekilde
farklı ambalajlarla daha geniş kitlelere ulaştırabilirdim. Hedefim
gençleri ve çocukları daha sağlıklı besinle tanıştırmak ve bundan
kazanç sağlamaktı. Bu amaca yönelik olarak 3 adet yeni ve farklı
sunumları olan ürünler hazırladım. Patentlerini aldım. Ürünlerin
üretimi için üretim bantlarını kurdum.
Türkiye perakende sektöründeki satış kanalları ile görüşmeler
yaptık. Sırası ile ürünümüzü satabilecek olan, yerel zincirler
dediğimiz süpermarketlerle görüştük. Öncelikle giriş bedelleri
talep ettiler. Ardından uzun vade ve bize hiç kazanç bırakmayacak
fiyatlarla ürünü almak isteği onu takip etti.