Her yıl fındık piyasaya çıkmaya başlarken aynı hikaye tekrarlanır; “Fındık üreticisi sahipsiz. Fındık yok fiyatına gidiyor.”
Fındık üreticisi 400 bin aile var.
Fındığın en büyük alıcısı, yurtdışındaki 8-10 yabancı firma. İçeride büyüklü küçüklü 800 dolayındaki tüccar. Satıcı sayısı en aşağı 400 bin iken alıcı sayısı sınırlı olduğu için bu alıcılar, Türkiye’deki üretim miktarını gözleyerek yurtdışında alım fiyatını belirliyor.
Arz ve talep tahminlerine dayalı olarak fındık piyasasında ortaya çıkan fiyat dalgalanmaları sadece fındık üreticisinin zarar görmesine neden olmuyor, Türkiye’nin ihracat geliri de azalıyor. Fındık bizim dünya pazarında büyük payımız olan ender tarım ürünü. Bu üründe üretici dağınık ve güçsüz. Fiyat oluşumunda ve üreticiyi korumada Fiskobirlik etkendi.
Fiskobirlik çökertildi. Pazarda ihracatçı ve tüccarlar tek başlarına kaldı. Şimdi pazarın yabancı alıcıların hakimiyetine geçmek üzere olduğu anlaşılıyor. Fiskobirlik 1938 yılında kuruldu. 50 fındık satış kooperatifinin birliğiydi. 1938 yılından bu yana doğru-yanlış fındık üretiminin, alım-satımının ihracatının içinde oldu. 200 bin ton kabuklu depolama kapasitesi var. Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk'ün, "Belli başlı ürünlerimizi ilgilendiren birlikler kurulmalıdır" direktifi üzerine 1938 yılında toplanan I.Ulusal Fındık Kongresi‘nde fındık ürününü değerlendirmek için fındık satış kooperatifleri kurulması ve daha sonra da bunların bir birlik şemsiyesi altında toplanması kararlaştırıldı. Fındık Satış Kooperatifleri Birliği Karadeniz Bölgesi'nde 12 ilde 50 kooperatifi ve yaklaşık 250 bin fındık üreticisini şemsiyesi altında toplayan dev bir kuruluş haline geldi.
Dünya Bankası bir rapor hazırlatarak bu rapora dayalı olarak tarım satış kooperatiflerinin ve birliklerinin tasfiye edilmesini emretti. Bu emir üzerine, ana tarım ürünlerini pazarlayan birlikler, tesisler teker, teker çökertildi. Hükümet, 2006 yılında Fiskobirlik’i devre dışı bıraktı, TMO’yu fındık alımıyla görevlendirdi. Bir süre sonra TMO de fındık alımlarını sonlandırdı.