"Faiz yükselsin çok şey değişecek" diyenler Merkez Bankası’nın faizi yükselttikten sonra piyasada önemli değişimin olmamasını farklı şekillerde değerlendiriyorlar:
- Az yükseltti. Daha fazla yükseltmeli idi.
- Geç kaldı daha önce yükseltecekti.
- Şansız zamanda yükseltti. Dünya piyasalarındaki rüzgarlar olumlu sonuçları geciktiriyor deniliyor.
Merkez Bankası üzerinde 2 kanaldan devamlı olarak "Yükselt faizi…Yükselt faizi” baskısı var.
- Bu 2 kanaldan biri finans piyasasının oyuncularıdır. Para ticareti yapanların temsilcileridir. “Faiz yükselsin ki yurda sıcak para (döviz) girişi durmasın. Döviz hem bulunur olsun hem ucuz olsun” derler.
-İkinci kanalda Nobel ödüllü iktisatçı Milton Friedman’ı “kılavuz kaptan belleyen” piyasa iktisatçıları var. Bunlara göre, enflasyonu aşağıya çekmenin tek ilacı yüksek faizdir. “Faiz yükselince, yatırımlar yavaşlar. Ekonomi yavaşlar. Enflasyon aşağıya iner.”
Tek başına faizi indirip bindirmekle ekonomi kumanda edilebilse idi, dünyada enflasyonu kontrol etmekten kolay bir şey olmazdı.
- Türkiye’de (maalesef) 2’li para sistemi ekonomiye hakim. Dolar ile TL birlikte işlem görüyor. Merkez Bankası sadece TL'nin faizini kumanda edebiliyor. Kurumlar, şirketler, insanlar istedikleri an TL'den dolara geçebiliyor.
“Merkez Bankası faizi arttırdı. % 13.50 yaptı” ya… Bundan sonra ekonomide faizin tabanı % 13.50'dir. Kurumlar, şirketler, şahıslar, önümüzdeki dönem faaliyet hesaplarını bu (taban) faize göre yapacaklar.
Ekonomide durgunluktan çıkmak için iktidar cesur teşvik tedbirleri uyguladı. Şirketler, işadamları özveri ile yatırımları ve üretimi kısmamaya çalıştı.
İkti...