Şifreleri her zaman hatırlamak zorunda kalmamak için biometrik
tanıma teknolojilerini kullanıyoruz. Kişiselleşen akıllı cihazları
parmağımızla açıyoruz. Akıllı telefonlar parmağımızdan yüzümüzden
veya çizdiğimiz çizgilerden bizi tanıyor. Tabletler yine benzer
şekilde parmak iziyle uygulama yüklemeye başlıyor.
Dizüstü bilgisayarlar artık parmak izini tek şifre gibi kullanarak
kullanıcısını tanıyor. Ancak parmağımızı tanıyan bu cihazların
yüzde 90'ı akıllı telefon ve tabletlerden oluşuyor.
Peki bu tanıma teknolojilerini niçin kullanıyoruz?
Parmak izi okuyucuları alışverişlerde, eğitimde, finansal
işlemlerde, medya uygulamalarını izlerken, e-devlet uygulamalarında
ve yine pek çok kimlik tanıma gerektiren uygulamalarda parmak izi
ve biometrik tanıma teknolojilerini kullanıyoruz.
DİZÜSTÜNDE PARMAK İZİ
1 milyarın üstünde parmak izi verisi ciddi bir kişisel veri
oluşturuyor. Interpol'de bile olmayan parmak izi verisi cihazlarda
ve platform şirketlerinde mevcut. Artık parmak izinin de taklit
edilebilmesi mümkünken her yeni sürümde ele geçirilme olasılığı ise
düşüyor.
Dizüstü bilgisayarlarda parmak izi okuyucusu, akıllı telefonlardan
ve tabletlerden daha önce kullanıldı. Özellikle kurumsal cihazlarda
parmak izi kullanımı daha yaygın olarak tercih ediliyor. Sonuçta
kişisel değil, kuruma ait veriler de tehdit altında olduğu için
ekstra önlem almak gerekiyor.
YÜZÜMÜZÜ DE TANIYOR
Biometrik tanıma teknolojileri sadece parmak izinden ibaret değil.
İnsanların yüzü, sesi, gözleri ve damar yapısı kişiye özel olduğu
için kullanılabiliyor. Yani kişinin kendine özel tüm ayırt edici
özellikleri cihazlar tarafından kimlik tanımada
kullanılabiliyor.