Akıllı telefon ekranına saatlerce baktığımız yetmezmiş gibi uyurken de başucundan ayırmamak sağlık sorunlarını tetikliyor. Dikkat bozukluğu, uykusuzluk, boyun fıtığı gibi rahatsızlıklar dışında elektromanyetik ışıma tehlikesi var
Akıllı telefonları gün içinde seyahat ederken, televizyon izlerken, yemek yerken bile yanımızdan ayırmıyoruz. Geceleri akıllı telefon mesaisi bitmiyor. Sürekli uykudan uyandıran mesajlar ve bildirimler kronik uykusuzluk, yorgunluk ve dikkat bozukluğunun temel sebebi haline geldi. Poltio dijital anket platformunda yaptığımız araştırma telefonu başucunda bulundurma konusunda Türkiye'de yüksek bir oran olduğunu ortaya koyuyor. Poltio. com'da anketi yanıtlayan 546 kişinin yaklaşık yüzde 87'si akıllı telefonunu yatak odasında bulunduruyor. Her 100 kişiden 15'i telefonu yastık altında bulundurmaktan çekinmiyor. "Uyurken asla odamda telefon bulundurmam" diyenlerin oranı ise sadece yüzde 12.8 seviyesinde. Başucunda bulundurma konusunda Türkiye'de genç kuşağın bu konuda alışkanlık sahibi olduğunu söyleyebiliriz.
GENÇLER DAHA ÇOK İSTEKLİ
Uluslararası araştırmalar 18 ile 29 yaş arası kuşağın yüzde 63'ünün
telefonla yatağa girdiğini ve cihazı başucundan ayırmadığını
gösteriyor. Aslında bu alışkanlığın yerleşmesinde iş dünyasının
önemli etkisi var. Özellikle telekom şirketleri gece yarılarına
kadar devam eden e-posta zincirlerinin baskısıyla yaşamak
zorundalar. Telefonu başcundan ayırmayanlar olduğu gibi yastık
altında saklayanları daha büyük tehdit bekliyor. Akıllı
telefonlardaki elektromanyetik ışıma problemi mesafeyle doğru
orantılı olarak artıyor. Cihaz baş seviyesine yaklaştıkça risk
yükseliyor.
Sürekli başınızı koyduğunuz yastığın altında cihazı bulundurmak
tehlikeye davet çıkarmaya eşdeğer bir hareket.