Üniversitelerin ve sanatın 10 yıllar önce keşfettiği yapay zekâ
(AI - Artificial Intelligence) teknolojisi bugün iş dünyasının göz
bebeği oldu. Türkiye'de akademisyenlerin ve sanatçıların 20 ile 30
yıl önce yoğun şekilde tartıştığı yapay zekâ iş dünyasında
büyümenin anahtarı haline geldi.
Hızlı öğrenen ve değişen üretim koşullarına dakikalar içinde uyum
sağlayan robotlar, doğal dil algılayan akıllı hoparlör ve tüm
cihazlar yapay zekâ teknolojisi yetenekleri kullanılarak
geliştiriliyor. Forrester Research tahminine göre sadece 1 yılda
2016'dan 2017'ye yapay zekâ yatırımlarının yüzde 300 artması
bekleniyor. IDC'nin tahminlerine göre ise 2016 yılında 8 milyar
dolar olan toplam yapay zekâ yatırımları 2020 yılında 47 milyar
dolara ulaşması bekleniyor.
REKABET AKILLANIYOR
Rakamlar iş dünyasının daha fazla yapay zekâ kullanmasının
kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Müşteri taleplerine göre esneklik
kazanıp rekabet etmek için yapay zekâ teknolojisini üretimden
müşteri ilişkilerine her aşamada kullanmak şart.
Milyonlarca müşterisi olan sadece özel kurumlar değil, devlet
kurumları da vatandaşa sağlık, eğitim ve adelet gibi temel
hizmetleri ulaştırırken bile yapay zekâ teknolojisinden
faydalanıyor. Peki bu nasıl yapılıyor? Yapay zekâ kullanarak bir
makine öğrenmesi olan derin öğrenme (deep learning), yapay sinir
ağları adı verilen beynin yapısı ve fonksiyonundan esinlenen
algoritmalarla yapılıyor.