Bir sabah uyandığınızda yaşamımızın nasıl değişeceğine hep
birlikte bakalım mı? Sürücüsüz otomobiller nedeniyle İstanbul'da
kaldırıma park etmiş otomobil, kornaya basan sürücü yok olmuş.
Elektrikli otomobiller ve desibel kontrollüyle ses düzeyleri
minimuma düşmüş. Yer altındaki fiber kablolu altyapıyı kullanan
evler, yollar, ofisler hepsi akıllanmış. 5G altyapısı, gecikmesiz
internet hızı, eğitimden sağlığa yeni çözümleri geliştirmiş.
İstanbul'la birlikte 15 büyük şehir fiber altyapısıyla dünyanın en
hızlı internetine sahip şehirler olmuş. Taksilerin hepsi sürücüsüz
otomobillere dönüşmüş. İnsanlar, insansız hava, deniz ve kara
araçlarından birini veya sürücüsüz toplu ulaşım araçlarını
kullanmaya başlamış. Hızlı internet bağlantısı akıllı köylere
ulaşmış ve İstanbul nüfusu 10 milyonun altına düşmüş.
NE OLUR UYANDIRMAYIN
'Birinin bu adama çimdik atsın' dediğini duyar gibiyim. Bu rüyadan
uyanmak istemesem de gerçekler çimdikliyor. Dijital şehirler inşa
edilirken belediyeler temel hizmetlerinin dışında yaşam kalitesini
artıracak kararlar almalı. Ancak bunu yaparken girişimcilerden ve
telekom şirketlerinden rol çalmamalı. Sadece kamuya açık alanlarda
ücretsiz kablosuz internet bağlantısıyla değil, geleceğin evleri ve
ofisleri için fiber altyapının her kapıya ulaşmasını sağlamalı.
Akıllı şehirleri inşa etmek, yetenekli girişimcileri çekmek
İstanbul ve Türkiye'de konut fiyatlarının yükselmesine sebep
olabilir. Yenilikçiliğin karşısında durmak köhnemiş şehirlerde
inşaatları da yaşadığımız ortamdaki şirketleri de
değersizleştiriyor. Ortak aklı hep birlikte bulmak zorundayız.
BELEDİYELER HER YERDE
Akıllı belediyecilikle, telekom altyapısıyla, şirketlerle ve
girişimcilerle rekabet etmeye çalışmak yerine vatandaşın aldığı
hizmet kalitesinin artmasına destek olunmalı. Belediye sadece yeni
girişimlere değil yılların telekom şirketlerine de rakip oluyor.
Türkiye'de yenilikçiliğin kapısını kapatan KİT (Kamu İktisadi
Teşebbüsü) gibi altyapı şirketi olmaya çalışıyor. Geçtiğimiz hafta
Başbakan Binali Yıldırım yaptığı konuşmada belediyelere asıl rolünü
hatırlatarak, belediyelerin telekom altyapı şirketi olmaya
heveslenmemesi gerektiğini vurguladı. Belediyeler telekom
şirketlerinin yatırıma devam etmesini özendirmeli, standartları
korumalı ve her vatandaşın altyapı hizmetini almasını sağlayacak
kolaylığı sağlamalı. Sonuçta Türk Telekom'un geniş altyapısını
diğer operatörler kullanacak. Bu arada altyapıyı gelir kapısı
olarak görmekten tüm belediyeler vazgeçmeli. Tam tersine fiber
altyapı belediyelerin yapay sinir ve bilgi ağı olacak. Çünkü
hatasız kurulursa, birçok sorunun çözümü, kablosuz 5G altyapısının
kalitesi fiber yatırımlara bağlı. Üstelik tek başına da fiber
altyapı yeterli değil. Birlikte yaşama kültürünü de öğrenmek için
daha çok girişimcinin parlak fikrine ihtiyaç var.
STANDARTLAR ÖNEMLİ
Geleceğin şehirlerini oluşturmak standartların oturmasını sağlamak
ve bunu denetlemekten geçiyor. O nedenle belediyelerin buradaki
rolü de altyapı yatırımlarını teşvik edip standartlar geliştirmek
ve bunları tarafsız bir şekilde denetlemek. Sürücüsüz otomobiller,
uzaktan eğitim, engelliler için uyarı ve çözümler, birlikte yaşama
kültürü dijital alışkanlıklarla birlikte hayatımızı değiştiriyor.
Belediyeler yeni dijital yaşam tarzı, geleceğin şirketleri ve
eğitim kurumları için fiber altyapı konusunda telekom şirketlerinin
önünü açmak zorunda. Başlığımızı Uber ve taksiciler üzerinden
açalım. Uber'e karşı emek hırsızı kampanyası yürüten taksiler
önemli zafer kazandı. Tüketici ise alternatiflerden birini
kaybetti. Tüketiciler taksicilere, ücret, hizmet kalitesi, ödeme
kolaylığı gibi konularda dert yansa da taksiler vergi ve emek
hırsızlığı diyerek topu taca atıyor. Önce vergi konusuna bakalım.
Taksi plakalarının gerçek sahibi kim? Ne kadar vergi ödüyorlar?
Otomatik olarak fiş neden kesilmiyor gibi birçok soru yanıtsız
kalıyor. Eğitimli sürücü sorununa yıllardır çözüm bulunamıyor. Yani
yerleşik düzeni değiştirecek alternatif oluşmuyor.
BİLGİ EKONOMİSİNDEN KAÇIŞ YOK
Bitaksi kullanmaya başlayan sürücülerin sayısı henüz çok az.
Belediye iTaksi ile girişime rakip olmuş ancak hâlâ çalışan bir
iTaksi görmek zor. Sonuçta iTaksi kullanıcısı teknik servis
konusunda belediyenin girişimine muhtaç. Oysa akılı telefonu
değiştirerek kullanılan sistemde taksici, telefonu
yedekleyebiliyor. Bozuk para derdi yok, kalite müşteri tarafından
denetlenip puanlanıyor. Uber'in gördüğü ilginin sebebi; yolcunun
her aşamada bilgi alması. Ayrıca hizmet kalitesi. Uber Londra'da da
lisans almakta zorlanıyor. 'Ben karşının taksisiyim' ya da 'kısa
mesafe' demeden sunduğu kaliteli servise rağmen Uber rekabetçi
fiyatıyla Londra'da geleneksel yapıyı sarsabiliyor. Gelecek;
gideceğin mesafeyi, yolda harcayacağın süreyi, sürücünün kimliğini
bilmekten geçiyor. Yani bilgi ekonomisinden kaçış yok!
ORGAN NAKLİNE AKILLI ÇÖZÜM
Nesnelerin internet teknolojisi akıllı sağlık teknolojilerinde
çözümün anahtarı oluyor. Organ nakli için kullanılan akıllı
çantalarla uzaktan ısı ve nem seviyesi kontrol edilebilecek. Türk
Telekom, sağlık alanında Türkiye'de ilk defa kullandığı dar bant
nesnelerin interneti (NB-IoT/ Narrowband IoT) teknolojisi ile
akıllı sağlık cihazları ve uygulamalarının önünü açıyor. Nesnelerin
interneti teknolojisi, sağlık hizmetlerinde hasta takibini daha
güvenli hale getirirken zaman, enerji ve maliyet konularında
avantajlar sağlayacak.
ÖLÇÜMLERİ RAPORLUYOR
Türk Telekom'un Borda Teknoloji, Ankara Güven Hastanesi ve Nokia
çözüm ortaklığıyla geliştirdiği deneme projesi kapsamında üretilen
akıllı organ taşıma çantaları, nakledilen organın ısı, nem
seviyeleri ve kapak hareketi bilgilerini ölçümleyerek çevrimiçi
olarak raporluyor. Kritik durumlarda ilgililere hem program
üzerinden hem de SMS ve eposta ile alarm mesajı gönderiyor.
AKILLI ORGAN NAKİL ÇANTASININ ÖZELLİKLERİ
İKİ YIL ÖNCE KULLANILDI
Düşük enerji tüketimi ve geniş kapsama alanı sunan NB-IoT
teknolojisi, yakın gelecekte hayatımıza dokunan pek çok alanda
kullanılacak. Şirketlere işgücü, zaman, enerji ve dolayısıyla
maliyet tasarrufu sağlayacak. NB-IoT teknolojisini Türkiye'de ilk
kez 2016 yılında kendi şebekesinde test ederek kullanmaya başlayan
Türk Telekom, pilot uygulamasını gerçekleştirdiği akıllı sayaç
projesi ile de sayaçların uzaktan takibi, okunması ve
faturalandırılmasına olanak tanıyor.
ÜZGÜNÜM KAĞIDI BİR SÜRE DAHA ÖLDÜREMİYORUZ
Gittiğim yerlerde gazetelerin ne zaman ortadan kalkacağı sorusuyla
sıkça karşılaşıyorum. Bıkıp usanmadan yanıtlamaya gayret ediyorum:
"Hayır, kağıdı hala öldüremedik. Bir süre daha can çekişeceğiz."
İnternet gazeteciliği önemli değişimlere sebep olsa da gazeteleri
ortadan kaldırmadı. Aksine birbirini tamamlayan yapılar ortaya
çıkardı. Gazetelerin internet siteleri dijital reklam pazarından
önemli pay almaya devam ediyor. Gazetelerde renk ayrımı ve farklı
baskı departmanları kalksa da yeni departmanlar kuruluyor. Örneğin
veri madenciliğini kullanan gazeteciler ortaya çıkmaya başladı.
Baskı sistemleri de tamamen dijital hale gelmeye başladı. Canon,
2018 Ofis İçgörü raporunda ofis trendleri ve baskı
teknolojilerindeki son gelişmeleri açıkladı. Dijital belgelere olan
ilginin her geçen gün arttığını gösteren rapor, Türkiye'de faaliyet
gösteren işletmelerin, dijital yazılımlara ve çözümlerine daha çok
yatırım yapmayı hedefliyor. Çünkü daha çok baskı alıyorlar. Geçerli
belge olarak ıslak imza ve kağıt devlet ve özel kurumlarda geçerli
olduğu sürece bu itibarı devam ettiren kuşaklar için kağıdın sonu
asla gelmeyecek.
DİJİTAL BASKI TALEBİ ARTIYOR
Türkiye'de işletmeler, iş akışları ve elektronik veri değişimi gibi
dijital belge çözümlerinin hızla geliştiği teknolojik bir ortama
sahip. Rapora göre, karar vericilerin yüzde 70'i baskı, tarama ve
fotokopinin kuruluşları için önemli olduğunu düşünüyor. Ayrıca, bir
yıl öncesine göre Türkiye'de işletmelerin yüzde 46'sı daha sık
baskı alıyor. Baskıya artan talep ise işletmelerin dijital yazılım
ve çözümlere yönelmesini sağlıyor. Özellikle işletmeler iş akışını
iyileştirecek, iş verimliliğini, üretkenliğini ve güvenliğini
artıracak çözümleri tercih ediyorlar.
YENİ ÇALIŞMA BİÇİMİ
Rapor ayrıca kuruluşların, kurum içinde belgeleri dijital formata
dönüştürebilecek teknolojiye gereksinim duyduklarını belirtiyor.
Araştırma sorularını yanıtlayanların yüzde 91'i, kâğıt belgelerin
dijital, düzenlenebilir belgelere dönüştürülmesinin Türkiye için
kritik olduğunu vurguluyor. Türkiye'de dijital ağırlıklı kâğıt
işleme kabul görmesine rağmen Türkiye'deki kuruluşlar, hala ileri
bilgi teknolojilerinin yaşama geçirilmesini yavaş ve aşamalı işlem
olarak görüyor. Geleceğin ofislerinin nasıl olacağına dair
öngörülerin de ele alındığı raporda, teknolojik gelişmelere bağlı
çalışanların, yeni çalışma biçimlerine yatırım yapmaya
başladıklarını da ortaya koyuyor.